Biz ’64 mezunları...

26 Haziran 2016 Pazar

Benim lisem, o zamanki adıyla İzmir Amerikan Kız Koleji’ydi. (ACI) Sonra kız lisesi olmaktan çıktı, kızlı-erkekli eğitim veren, İzmir Özel Amerikan Lisesi oldu. Okuluma neler borçlu olduğumu bu köşede sık sık dile getirmişimdir. Burada tekrarlamayacağım. İçimdeki toplumsal bilinç, vicdan, hak ve hukuka saygı, eşitlik, özgürlük, bağımsızlık ve dayanışma tutkusu, bilgi ve birikimin önemi, eleştirel bakış gibi değerlerin tohumlanması ve yeşermesini ailem kadar, o kuruma da borçluyum.
Biz 64 yılı ACI mezunları, baktık ki yıllar çok hızlı geçer olmuş, erken ölümlerle eksilmeye başlamışız, her yıl Türkiye’nin bir köşesinde buluşur olduk. Bu kez Ayvalık Cunda Adası’nda buluştuk.
Türkiye’nin bu karanlık, acılı, kavgalı, hoyrat günlerinde; magandalığın, cehaletin, kaba sabalığın, arsızlığın yükselen değer olduğu şu dönemde, birbirimizle kucaklaşmanın sıcaklığını, güzelliğini yaşadık. Hayallerimizin, özlemlerimizin, umutlarımızın sönmediğini, hepimizin yapabileceği çok şey olduğunu gördük.
Birbirimizden ayrılırken okulumuzdan bir grup mezunun hazırladığı metne canı gönülden katıldığımızı bu köşeden ilan etmeye karar verdik. “
‘Öğrenmek için geldik, hizmet etmek üzere buradan ayrılacağız’ felsefesi doğrultusunda demokratik bir Türkiye’ye hizmet etmeyi amaçlayan sorumlu bireyler olarak, lise öğrencilerinin ‘eğitimde tek tipçi yönetim anlayışı’na karşı çıkan tepkilerinin dikkate alınmasını arzu ediyor ve haklı taleplerini destekliyoruz” dedik.
Yerim kısıtlı, metni özetleyerek aktarıyorum:
“Milli Eğitim Bakanlığı’nın liselilerin çağrısını bir fırsat olarak görmesini ve gençlerin;
- Düşüncelerini açıklamakta ve savunmakta özgür, medeni,
- Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı,
- Cumhuriyetin temel hak ve özgürlüklerine sahip çıkan,
- Laik bir devlet düzeni içerisinde,
- Hukuk kuralları ile korunmuş,
- İstisnasız her birey için eşit,
- Din, dil, ırk, cinsiyet, inanç, siyasi düşünce, ulusal, etnik, sosyal veya kültürel köken vb. farklılıklar ile toplumsal statüler gibi, ayrımcı tüm faktörlerden arındırılmış,
- Bilimin ve ilmin ışığı doğrultusunda,
- Tarihten ve geri kalmış ülkelerin zayıflıklarından ders alarak,
- Ülkemizin ilerlemesini ve kendi içindeki zenginliklerini en üst seviyede halkın ve dünyanın ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde değerlendirmeyi hedefleyen, dolayısıyla kendi içinde barındırdığı zenginliklerinden aldığı güçle bağımsız,
- Hiçbir siyasi görüşün gölgelemediği, düşüncelerini özgürce ve bağımsızca ifade edebildikleri bir eğitim sistemi taleplerini ’64 mezunları olarak destekliyoruz.
Eğitim sisteminin Türkiye’nin de imzalamış olduğu Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin standartlarına sadık kalınarak düzenlenmesini, anayasada belirtilmiş eğitimin temel ilkelerine bağlı kalarak uygulanmasını, gençlerin haysiyet ve kişilik haklarına aykırı uygulamalarda bulunan eğitimci ve eğitim kurallarından korunmalarını, devletin en birinci mesuliyeti olarak görüyor ve talep ediyoruz.”

***

Sevgili Okurlar, bundan 2 hafta önce (Cumhuriyet, 9 Haziran) “Ayşe Kulin’in ‘Premio Roma Ödülü’nde finale kalan 5 yazar arasına girmesi kendi başına büyük başarıdır ve çok önemlidir” dedikten sonra yazımı şöyle bitiriyordum: “Sonuç, 24 Haziran’da Roma’da yapılacak törende açıklanacak. Premio Roma Ödülü’nü alsın ya da almasın ben Ayşe Kulin’i şimdiden kutluyor, iyi ki varsın diyorum!”
Veee işte şu karanlık günlerde güzel bir haber: Ayşe Kulin “Nefes Nefese” romanıyla, tüm güçlü rakiplerini geride bırakıp birinci oldu. Önceki kutlamaya bir sevinç, bir de güzel şeyler de oluyor umudu eklendi!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları