Yasakçılığın Geleceği Yoktur

31 Mart 2014 Pazartesi

Bir seçimi geride bıraktık, önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Yeni bir döneme girildiğini söyleyebiliriz. Siyaset sahnesi Cumhurbaşkanlığı seçimine gergin olmayan bir üslupla sürdürülecek kampanyalarla mı hazırlanır, yoksa gerginlik artarak sürer mi bilmiyoruz. İkinci bir tur gerekli olursa iki adaydan birini seçeceğimize göre sonuçta şu günlerde içi tam doldurulamasa bile sık sık kullanılmaya başlanan kavramla “demokrat olan kazansın” denilebilecek, kamplaşma ona göre şekillenebilecektir. Medya dünyasının yeni konusu budur. Peki medya yeni dönemde eksiklerini kusurlarını düzeltip, okurlarına, izleyicilerine, dinleyicilerine olan borcunu ödeyebilecek mi? Yoksa haberde gerçeği, yorumda özgürlüğü tersinden anlayıp gücün peşinde koşmayı mı sürdürecek? Yerel seçimler öncesi dönem, medya açısından parlak olmadı. Baskıların artık üstü örtülü değil açıkça kendini gösterdiği bir dönem geçirdik. Baskılara, yasaklamalara karşı “artık yeter” diyenlerin daha cesur olmayı öğrendiği bir gerçek ama boyun eğenler, boyun eğerken “gazetecilik” yaptıklarını zannedenler ve işin tuhafı o tür bir “gazeteciliğin” propagandasını yapanlar da az değildi. Bu arada sapla samanın birbirine karıştırılması kimi iyi niyetli gazetecileri de etkiledi. Yasadışı dinlemelere tutarlı bir şekilde karşı çıkarken, bunun gerçeklerin gizlenmesine yol açmaması gerektiğini sık sık unutanlar oldu. Hemen hemen iktidarda olanların eleştirildiği her olayda karşımıza çıkan yasakçılığın ömrünün bilim ve teknolojinin katlanan gelişimi karşısında etkisiz kalacağı çağımızın gerçeğidir. Ortaçağın yaşadığımız çağa karşı zafer kazanması eşyanın tabiatına aykırıdır. Twitter, YouTube, Facebook ya da diğer iletişim kanallarının yasaklanması yalnızca uluslararası alanda tepki toplamakla kalmaz, gerçeğin yayılmasının daha başka kanallarının bulunmasını teşvik eder.
Bildirildiğine göre şimdi de Suriye ile ilgili ortaya çıkan ses kaydı konusunda Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi yayın yasağı kararı almış ve soruşturma dosyasının kapsamı hakkında yazılı, görsel medyada ve internet medyasında her türlü haber, röportaj, eleştiri, görüş ve benzeri yayın yapılması yasaklanmıştır. Kuşkusuz medya bu yasağa uygun davranacak ancak yayının yasağı kararını eleştirmekten geri durmayacaktır. Çünkü yayın yasakları ülkemize yakışmamaktadır.

Times ne dedi? 
Bir haberinizle ilgili itirazım var. Söz konusu haber, “Times: Başbakan’a ölümcül darbe vuracak” üst başlığı ve daha büyük puntolarla, “Sarıgül, Erdoğan’ın çöküşüne yol açacak” alt başlığı şeklinde başlıyor. Haber, “Times gazetesinde konuyla ilgili bir yorumda, İstanbul’daki seçim yarışı için ‘zor durumdaki Başbakan Recep Erdoğan’a ölümcül bir darbe vurmaya çalışan Sarıgül, İstanbul’un Erdoğan’ın çöküşüne yol açacağını savunuyor’ denildi” şeklinde sürdürülüyor. Görüldüğü gibi, haberin başlığında tırnak içinde Times gazetesine mal edilen sözler Times’a ait değil. Times Sarıgül’ün sözlerini aktarıyor. Gazetemiz haberlerinde zaman zaman yaşanan bu tür çelişkilere üzülüyorum. Saygılarımla. Ali Niyazi Öz

Yazara da okura da haksızlık 
45 yıllık Cumhuriyet okuruyum ve tabii belirtmeye hiç gerek yok gazetemi çok seviyorum. Eskiden Cumhuriyet’te bir tam sayfa TV sayfası, film eleştirileri, akşamki programlarla (açık oturumlar vb.) ilgili haberler olurdu. Özellikle film eleştirileri benim için oldukça önemliydi ve o akşam TV izleyip izlemeyeceğime ya da ne izleyeceğime karar vermemde yol gösterici olurdu, ancak ne yazık ki gazetede TV’ye ayrılan alan giderek daraltıldı ve sonunda yalnızca programlara indirgendi, program dışında tek bir satır yok TV sayfasında ve spor haberleri kaplıyor tüm sayfayı. Pazar günlerini sabırsızlıkla bekliyor ve Sayın Mehmet Çoban’ın yazılarını büyük bir keyifle okuyoruz, çünkü sayın yazar yalnızca TV programları hakkında yazmıyor, aynı zamanda yaşam hakkında yazıyor ve çok güzel yazıyor, ancak ne yazık ki onu da spor haberlerinin izin verdiği ölçüde yayımlıyorsunuz galiba, örneğin geçen pazar yoktu, geçmişte de pek çok kez yayımlanmadığı oldu. Peki, hem yazara hem de okura ayıp olmuyor mu, haksızlık olmuyor mu? Sevgilerimle. Nilgün Dolay

Nerede satıldı?  
Merhabalar, bir okurunuz olarak meraklısı olduğum şans oyunlarının sonuçlarını verirken, Milli Piyango İdaresi’nin resmi sitesindeki gibi kazanan biletin satıldığı yer adını da yazmanızı istiyorum. Bunları yayımlayan diğer gazeteler gibi bir satır fazla bilgi vermek zor olmasa gerek. Saygılarımla... Şerafettin Demirsoy 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları