Ayşe Emel Mesci

Madımak’tan Avignon’a

04 Temmuz 2016 Pazartesi

Ayşe Emel Mesci, Pangar Tiyatro’nun, Avignon Festivali’ne katılacağı oyunu “Avignon’da ilk Türkçe oyun” diye duyurmaları üzerine daha önce Avignon’a giden Türkçe oyunları yazdı.

Temmuz sıcakları bastırdı. Hiç unutamam, Temmuz 1993’te Mine Kırıkkanat’ın “Gülün Öteki Adı” adlı eserinden yola çıkarak Ali Berktay’ın yazıp sahneye uyarladığı, Nâzım Hikmet’in Şeyh Bedreddin Destanı ile Fransa’nın güneyindeki Katar mezhebine karşı yapılan katliamın hikâyesini iç içe geçiren “Dünyaya Atılan Çığlık” oyununu sergilemek üzere Avignon’daydık. Akdeniz’in iki yanındaki “Engizisyon”lar tarafından yakılanlara, katledilenlere bir ağıttı bu oyun.
Sivas katliamının haberini orada almıştık, düğüm düğüm acı olmuştu içimiz. O düğümler hiç çözülmedi. Sivas’ta yitirdiğimiz değerli şairimiz Metin Altıok’un kızı, CHP milletvekili Zeynep Altıok’un TBMM’de yaptığı konuşmayı naklen izlerken gözyaşlarıma engel olamadım. Dünü bugüne bağlayan o konuşma düğümlerin niye çözülemediğinin de açıklamasıydı zaten.
Fransızca oynanan “Dünyaya Atılan Çığlık” Halk Oyuncuları’nın Avignon Festivali’ne üçüncü ve son katılışıydı. Ondan bir önceki katılım, 1990’da Fransızca oynadığımız Güngör Dilmen’in “Kurban” adlı oyunu ile olmuştu (Tuğrul Artunkal çevirisiyle).
İlk katılımımızda ise 1989’da festival tarihindeki ilk Türkçe oyunu sergilemiştik: “Mustafa Suphi Destanı.” O sırada sürgünden Türkiye’ye döndüğü için ne yazık ki oyunu izleyemeyen Ataol Behramoğlu’nun güzel yapıtının reji ve koreografisi bana aitti, unutulmaz müziklerini ise Tahsin İncirci bestelemişti. 1 Temmuz 2016 tarihli “Cumhuriyet”te Pangar Tiyatro Topluluğu’nun “Türk tiyatrosu tarihinde ilk kez... Türkiye’den bir metin, reji ve ekiple” Avignon Festivali’ne katılacağı haberini okuyunca, “Mustafa Suphi” serüveni aklıma geldi. Aslında bizden önce Mehmet Ulusoy, bizden sonra da Lulu Menase bu festivale Fransızca oyunlarla katılmışlardı. Bildiğim tek Türkçe oyun ise “Mustafa Suphi”ydi. Gerçi biz o sırada sürgündeydik, Halk Oyuncuları Avignon’a Türkiye’den değil Paris’ten gitmişlerdi, ama emin olun sürgünde de olsak fazlasıyla Türkiye’deydik, festivale kalbimizdeki Türkiye’den katılmıştık. Bu bilgiyi bir not olarak düşmek istedim; hem sevgili Ayşenil Şamlıoğlu’na ve Pangar Tiyatro Topluluğu’na, hem de yine bu yıl aynı festivalde yer alacak olan Hayal Perdesi ekibine iyi oyunlar, çok başarılı bir festival ve bol bol sokak gösterisi diliyorum.
Yeni sezona hazırlanmak ve biraz da dinlenmek için tatile çıkıyorum, ağustos ayında yeniden yazmaya başlayacağım. Huzurlu ve mutlu bir bayram diliyorum, şu günlerde ütopik bir dilek olsa da...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Dünya bir sahnedir 1 Nisan 2024
On yıl sonra... 18 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları