İyi niyetin toptan çöküşü üzerine...

07 Temmuz 2016 Perşembe

AKP’nin ampulü çoktan yanmıştı, eğitim konusunda 14 yıldır ne yapmak istediklerine ilişkin... Ama biz görmemezlikten geldik ve geliyoruz. Eğitimde ne kadar geri olduğumuza ilişkin rakamları sıralıyoruz... Lise ve üniversite sınavlarında matematikten sıfır çekenlerin kıyaslamalı listelerini vermekten bıkmıyoruz.
Ahh o PISA araştırmaları yok mu... Üyesi olduğumuz OECD ülkeleri dahil 64 ülkeyi kapsayan, üç yılda bir yapılan ve öğrencilerin başarım değerlendirmelerini gözler önüne seren PISA araştırmalarından az mı tablolar kıyaslamalar yayımlıyoruz sayfalarımızda... Bak Kore’ye, Finlandiya’ya, Çin’e diye yazıp duruyoruz.

Ay!! Ne doğru şeyler!
Herkesin dilinde tüy bitti, eğitime yol göstericilik yapmaktan... Eğitim konularını araştıran kurumlarımız iyi niyetle rapor üzerine rapor yayımlıyor. Mesela Eğitim Reformu Girişimi (ERG) büyük bir iyi niyetle koşturup duruyor... Hükümetle, bakanlıklarla işbirliği çareleri araştırıyor. Şüphesiz temaslar da kuruyordur, ama ben, bakanlık ve bürokratlarla temaslarından ay ne kadar iyi şeyler söylüyorsunuz...” gülücüklü sözlerinden öte bir sonuç aldıklarını sanmıyorum.
Bildiklerini okuyor. Bildikleri, şüphesiz ki niteliği artırıcı şeyler değil, en iyi bildikleri neyse o: Acaba müfredata bu yıl ne kadar dini şeyler sokarız... Normal liseleri nasıl imam hatiplere dönüştürürüz...
Acaba üniversitelerde kaç yüz tane daha uyduruk ilahiyat bölümleri açarız ve buralara acaba nasıl binlerce genci daha sokarız... Malum oralardan mezun olanlar gözdeler... Ve mezun olurlar, TV’lerde, Şekspir özbeöz Türktü ve Müslümandı diye şakırlar... Namaz kılmayan hayvandır diye böğürürler..
Bilmiyor mu eğitimin kaitesinin yerlerde sürüklendiğini... Ve tüm bu yazılıp çizilenlere bıyık altında gülüyorlar!

İnşaat mı eğitim mi
Herkese Bilim Teknoloji (HBT) dergisinin son sayısında (şaka maka 14. sayı piyasada!), Bayram Ali Eşiyok Büyük Dilemma, Eğitim mi İnşaat ?” diye sormaz mı! Bu adam iflah olmayacak dedim okuyunca! Diyor ki “Teknoloji alanında yetkinleşmeden, inşaat ve finans odaklı büyüme ile ekonomik kalkınmayı sağlamak olası değil. Teknolojide yetkinleşmek ise bilim-eğitim politikalarıyla yakından ilgili.”
Görüyorsunuz, ne kadar ciddi şeyler yazıyor. Üstelik iktidarın politikalarını, yakın geleceğimizi ilgilendiren alanlarda değil, AVM (tüketim), inşaat, konut, altyapı gibi üretken olmayan inşaat sektöründe yoğunlaştırdığını yazıyor. Eşiyok, milli gelir içinde inşaatın ve eğitimin paylarını karşılaştırmış.
İnşaatın payı yüzde 6’lara doğru hareketli.
Eğitimin payı yüzde 2’lerde durağanlaşmış.
Sabit yatırımlı sanayinin payı da durağanlaşmış.
Hay Allah!

Hey koşmasana!
HBT sayfalarını çeviriyorum, bak sen AB’ye! “Dünya yeni bir devrimin eşiğinde: Avrupa Komisyonu, kuantum teknolojisinin geliştirilmesi için 1 milyar dolarlık fon” ayırmış... Çin, Pekin - Şanghay arasında bir devrimin iletişim altyapısını kurmuş bile...
Türkiye ortalama 7.6 eğitim yılı ortalaması ile birkaç yumrukla dağıtılan, gelecek için hiçbir projesi olmayan İslam ülkelerinin safına itilirken dünya neden durup bize ayak uydurmuyor diyesi geliyor insanın:
Hey, koşmasana!
Ama anlıyoruz ki kapak konusu “Ağlamanın silahı, siyaset ve seçmeni etkileme” yazısıyla, durumu özetliyor. Bir bilimci diyor ki: “Eğer siyasetçinin ağlamasının bizi etkilemeye yönelik olduğunu fark edersek, silahı geri teper..”
Tabii, bunu sezecek büyük bir seçmen kitlesinin varolması koşuluyla!
Sizce var mı?
HBT sayfalarını karıştırıyorum, daha ne makaleler döşenir oradan Bilim ve Siyaset köşesine...
Tabii, her şeye rağmen 438 bilimcimizin başarı sıralamasını görüyoruz sayfalarda ve Nobel’e yakın yeni isimleri...
En iyisi siz, geleceği sayfalarında kurmayı sürdüren HBT’nin bizzat sayfalarını karıştırın...
İyi tatiller...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları