İktidar Projesi Yaratmalıyız...

02 Nisan 2014 Çarşamba

30 Mart yerel seçimlerinin hemen ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci başladı. Başbakan’ın daha mürekkebi kurumadan Köşk’e çıkması Köşk takviminin doğal bir parçası.
Türkiye’de siyasetin yaşanarak görülmüş kurallarından biri şudur:
Başbakanlık koltuğuna oturan herkes mutlak Çankaya Köşkü’ne çıkmak ister.
Son 30 yılda Özal’dan Demirel’e bu gelenek değişmedi. Bugün de benzer bir olasılık tartışılıyor.
Bu kuralın yanı sıra şu da yaşanarak görülmüştür:
Başbakanlık’tan Cumhurbaşkanlığı’na geçen herkes parlamentoda da varlığını hissettirmek ister.
Ancak bunu istediği ölçüde başaramaz. Çünkü Başbakanlık koltuğuna kim oturursa otursun gücünü Köşk’le paylaşmaya yanaşmaz.
Erdoğan bu geleneği bozabilir mi?
Çok şeyi bozduğu için bunu da denemek isteyecektir.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile genel seçimleri birleştirip sürecin tek karar vericisi olmak, kendince çıkış yollarından biri olarak görülebilir.
AKP açısından önümüzdeki ayların gündemi budur.

***

AKP dışındaki siyasi yelpaze açısından gündem nedir?
Elbette aynı konudur; Çankaya’ya çıkacak yeni kişi, parlamentoda oluşacak yeni yapı...
Bu yelpazede en önemli belirleyici CHP’dir.
CHP, yerel seçimlerin öncesinde olduğu gibi sonrasında da olağanüstü bir “beklenti yüksekliği” ile karşı karşıya.
Bu beklenti yüksekliği beraberinde eleştiri dozunun yükselmesini, istenenler listesinin kabarmasını getiriyor. Her ikisi de sonuç olarak CHP’nin gücüdür. Toplumun CHP’den beklentileri sona erdiği gün CHP için son başlamış demektir.
CHP’ye yönelik her şeyi toplayıp tek tümceye indirdiğimizde şunu söyleyebiliriz:
Bir iktidar projesi yaratmalı.
Son 3 aydır bu sütunlarda yeri geldikçe şu gerçeği vurguladık:
Hükümeti eleştirmek işin yarısıdır, öteki yarısı seçenek oluşturabilmektir.
Normal takvim işlerse önümüzdeki 10 Ağustos’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de Haziran 2015’teki genel seçimlerin ön aşaması olarak bakmak gerekiyor.

***

Ekonominin üretimsiz, demokrasinin bireysiz, medyanın fikirsiz büyüdüğü bir ülkedeyiz.
Büyüme ile gelişme aynı şey değildir.
Türkiye büyüyor ama gelişmiyor. Bu anlamda tüm veriler yanıltıcı.
Böyle bir ortamda girdiğimiz seçimler sürecinin ilk ayağında önemli bir değişiklik olmadı. İkinci ve üçüncü ayak iktidar açısından ara verilmeksizin başlamış görünüyor. CHP açısından da dünden tezi yok başlamalı.
Hedefe dönük, eleştirinin sahip çıkmaya ve sonuç almaya dayalı olduğu bir çalışma döneminin başlaması herkesin genel beklentisi.
Toplumun tüm kesimlerinden, Türkiye’nin tüm bölgelerinden oy alınabilecek bir iktidar projesi yaratmak, bugünkü karanlıktan çıkışın başlıca yönüdür.
Yerel seçimlerde sonuç alınan ya da alınamayan deneyimler önümüzdeki dönem için gözden geçirilip geliştirilebilir.
Bugünkü iktidara karşı CHP’nin toplumun büyük çoğunluğunu kucaklayacak temel ilkeler ve hedefler ortaya koyup bunu iktidarda başaracağını ilan etmesi taze bir başlangıç olur.
AKP seçimi kazandı, ama demokrasiyi kaybetti.
Bu devran dönecek, doğa kanunlarının gereği bu. Bundan sonraki mesele, o güne hazırlıklı olmak.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları