Olağanüstü haller ve olağan şüpheliler

22 Temmuz 2016 Cuma

Dükkâna girip “İyi günler tek ucu boklu değnek var m?” diye soran kafası hunili deliye “Valla takımı bozamıyoruz kardeş” diye cevap veren tezgâhtar karikatürünü herkes sosyal medyada günlerdir boşuna paylaşmıyor. Biz değneklerle başı sık sık derde giren bir ülkeyiz.
Ama bu seferki değnek fena, her zamankinden daha fena.
Pislik ucundan tüm gövdesine hızla yayılmakta.
O yüzden değneği nereden tutacağımızı bilemiyoruz.
Düne kadar hem askeri darbelere karşı olduğumuz hem de mevcut iktidara kafa tuttuğumuz küçücük de olsa bir alanımız vardı.
O alan daraldı, daraldı ve şu son bir haftada tamamen ortadan kalktı.
Bundan böyle karşımızdakilerle aramızda, sağ elimizin işaret parmağının ucuna başparmağımızla boğumundan bastırarak ve diğer üç parmağımızı avcumuzun içine kıvırarak “Ama bir dakika” diyebileceğimiz minicik bir mesafe bile yok.
Demokratik hak ve özgürlükler zaten ufak ufak elimizden alınıyordu, artık tam olarak alındı.
Artık istediğimiz gazeteyi hiç yapamayacağız.
Dilediğimiz karikatürü hiç çizemeyeceğiz.
Oyunlarımız... Kitaplarımız.. Şiirlerimiz.. Romanlarımız... Tüm hayallerimiz, aklımız ve yaratıcılığımız iktidarların sığ algısına emanet.
Sendikal haklara, örgütlenme özgürlüğüne, hak arama alanlarına uzun süre elveda.
İnsan haklarından, anayasal eşitlikten, hukuktan, adaletten bahsetmeye son.
İktidarın hatalarını, çıkmazlarını, niyetlerini sorgulamak hayal.
Düşündüğümüzü yazıp çizmek, cevabı tehlikeli sorular sormak kâbus.
Kim kimin adamı, kim neye niyetli, kim kimi kandırıyor, kim kimi kullanıyor, muamma.
Neden?
Çünkü, on yıllardır devlet içinde niyetlerini gizleye gizleye örgütlenenler, kritik makamları kumpaslarla yönetenler, yolun büyük bir kısmını birlikte yürüyenler, halihazırda birbirlerine çok fena girdiler.
Aynı kökten çıkan sarmaşığın iki dalı birbirini tamamen kurutmak için şahlandı.
Ülke, askerinden polisine, hukukçusundan akademisyenine, politikacısından gazetecisine kötü yazılmış alaturka bir senaryonun ürünü gibi içinde ajanların, hainlerin, sağ gösterip sol vurmacıların, dolandırıcıların, hokkabazların, yalancıların, sinsilerin, art niyetlilerin fink attığı tehlikeli bir sirke dönüştü.
Başımıza gelenler hiçbirimiz için sürpriz değil.
Olanlar ve olacaklar hakkında bir sürü insan yıllardır bangır bangır bağırıyordu; birileri herkesi tehlikenin farkında olmaya çağırıyordu.
Ama onlara kulak asılmadı.
Askeri vesayeti kaldırma vaadiyle ikna edilen bir halk, kendini nihayetinde İslami vesayetin kucağına bıraktı.
Bugün terör örgütü olarak tanımladığı yapıya yakın zamana kadar biat eden iktidar, eğer ülkeyi gerçekten o yapıdan temizlemek istese, işe kendi kendini feshederek başlardı.
Cemaatin içinden çıkan ve tahta kurulanlar, bugün aslen kendilerinin de parçası oldukları o yapıyı falan temizlemiyor; sadece yapının liderini koltuğundan indiriyorlar.
Yeni duruma biat etmeyenleri ve farklı nedenlerle de olsa kendilerine direnenleri de aynı çuvala doldurup, ezip geçiyorlar.
Onlar aralarında tepişirken zaten zar zor kazanılmış o azıcık haklar ve özgürlükler de hızla yerin dibine, ta en dibine gidiyor.
Neticede hal olağanüstü ama şüpheliler olağan; olanlar ve olacaklar aslında yıllardır ayan beyan.
O yüzden şu anda biz, askeri darbelere şiddetle karşı olan ama mevcut iktidardan da hiç hoşlanmayanlar, elimizde iki ucu boklu bir değnek, olduğumuz yerde kala kaldık.
Aksi gibi takımı da bozamıyoruz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları