1999’dan Bir Yazı: ‘Ne Oldi?’

23 Temmuz 2016 Cumartesi

Bugün biraz nostalji yapayım dedim. 21 Haziran 1999’da “Cumhuriyet’ten Okurlara” köşesinde çıkan “Ne Oldi?” başlıklı yazıyı yorumu size bırakarak alıntıladım.
İşte o yazı:
Fethullah Gülen’in atv’de izlenen kasetinin ertesi günü yayımlanan gazeteleri görünce, aklıma önce Hikmet Çetinkaya, sonra da Karadenizli vatandaşın ünlü mezarı geldi.
Hani şu, “Hastayım tedum, tedum inanmadiniz. Ne oldi?” yazılı olan. Hikmet Çetinkaya (Egelidir ama), yıllardır yazdıklarını görmezden gelen meslektaşlarının haline bakıp “Fethullah tedum tedum, tedum, inanmadiniz. Ne oldi” dese yerden göğe kadar haklı olmaz mı?
Tabii bu sözden nasibini alması gerekenler, yalnızca Fethullah Gülen’i öve öve göklere çıkaran köşe yazılarının yetersiz kaldığını sanıp dizi yazılar döşenen meslektaşlarımız ve medyamız değil. Cumhurbaşkanı’ndan başlayarak Meclis başkanları, başbakanlar, bakanlar, genel müdürler, valiler, kaymakamlar, daha nice devlet görevlileri...
Ve tabii demokrasi havarisi olarak ortaya dökülüp demokrasiyi şeriat düzeninde yaşayacaklarını sanarak şeriatçı mollalara göz kırpan “demokrat mollalar”.
Ancak, medyanın son tutumunun yadırganması doğaldır, ama yararsız olduğunu söylemek de başka bir haksızlık olur.
24 yıl sonra ayaklarının suya erdiğini görmek, gelecek için ümit vericidir.
Laik Cumhuriyetin savunulmasında, bundan böyle kenarından köşesinden tırtıklamadan, şeriatçılara arka çıkmadan yayın yapacakları beklenebilir. Günü gelince “sırtımızda yumurta küfesi yok ya” deyip yan çizme alışkanlığını bu kez yinelemeyeceklerini umarız.
Kasetin içeriğinin hukuk açısından değerlendirilmesi görevi önce savcılara, sonra da yargıçlara düşer.
Ama işin bir de politik yönü var. 1950’den sonra din olgusuna umut bağlayarak önce Saidi Nursi’ye, sonra da tilmizleri arasında öne çıkan Fethullah Gülen’e bende olan (her dediğini emir sayan) sağcısı ve solcusuyla politikacılara ne demeli?
Fethullah Gülen’in kasetindeki görüş ve emirlerin ülke gündeminde yer almasını yadırgayanları yadırgamak yanlış mı olur?
Erbakan Hoca da Susurluk skandalı için “fasa fiso” demişti, fakat yanılmıştı.
Fethullah Gülen bakalım kendisini nasıl savunacak. İlk açıklaması hiç de yeterli değil. Konuyu çarpıtmaya yönelik olduğu hemen anlaşılıyor.
Sanki kendisine, “devlete karşısın” diyen varmış gibi “Ben devlete karşı değilim” diyor.
Oysa kasetle ortaya çıkan, “Devleti şeriat düzenine göre kurumlaştırarak, bunca emek ve para harcayarak yetiştirdiği yandaşları eli ile yönetme niyeti.”
Takke düştü, şeriat özlemi somutlaştı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları