İnternet çağında darbe

24 Temmuz 2016 Pazar

Darbe girişiminin başarısız olmasında iletişim teknolojisinin rolü oldu mu? ABD New York Üniversitesi’nde Siyaset Profesörü olan Joshua Tucker, Washington Post’taki yazısında bu konuyu ele almış. Tucker’i okurken o gece yaşadıklarımızı anımsamaya çalıştım. Gerçekten de felaketin eşiğinden döndük. İlk haberleri Twitter’dan aldık. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Boğaz Köprüsü askerler tarafından kapatılmış. Herkes aynı soruyu soruyor: Neden kapatıldı? Neler olup bittiğini anlamaya çalışan milyonlarca insan internete, sosyal medyaya yöneldi.
Twitter ile ilgili açıklanan sayısal veriler durumu zaten anlatıyor: 1517 Temmuz tarihleri arasında toplam 34 milyon 818 bin 329 tweet atılmış. Günde ortalama 11 milyon tweet. Oysa bir hafta önce günlük ortalama tweet sayısı 800 bin civarındaydı. Televizyondan Başbakan Binali Yıldırım’ın kalkışma açıklamasını dinledik. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Periscope üzerinden yaptığı görüntülü yayını izledik.
En hızlı iletişim aracı internetti.
Yaklaşık bir saat sonra da CNN Türk’teki açıklama oldu. Cumhurbaşkanı, FaceTime yazılımıyla görüntülü olarak CNN Türk’e bağlandı, halkı demokrasiye sahip çıkmaya çağırdı. Siyasi partiler kararlı bir duruş sergilediler. Sosyal medya üzerinden verdikleri mesajlar hızla yayıldı. Televizyonlar demokrasiye sahip çıktı.
İnsanlar sokağa döküldüler. Yaşanan vahşet görüntülerini Periscope üzerinden paylaştılar.
Sosyal medya darbeye direnişin aracı oldu.
Oysa Türkiye’de sosyal medya sürekli sansürleniyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha birkaç yıl önce ne diyordu: “Baş belası. Twitter miwitter hepsinin kökünü kazıyacağız”.
İyi ki sosyal medyanın kökü kazınamamış.

***

Siyaset Profesörü Tucker’in değerlendirmesi şöyle: Artık darbe yapmak eskiye göre daha zor. Dünyada bundan sonra başarısızlığa uğrayan darbe girişimlerine tanık olacağız.
Tucker’e göre bir ülkede sosyal medya kullanımı yoğunlaştıkça darbe yapmak daha da zorlaşacak.

***

Türkiye’de internet ve sosyal medya ile ilgili pek çok sıkıntı var. İnternete yönelik baskıcı, sansürcü anlayış, interneti kontrol etmeye yönelik bir altyapının oluşumuna yol açıyor.
Olmadık dönemlerde internetin hızında, yaşanan yoğunlukla açıklanamayacak, yavaşlamalar yaşanıyor. Neden? Diğer yandan internetteki haberleşmeyi paket düzeyinde kontrol edebilecek yazılımlar üreten şirketlerle bağlantı kuruluyor. Neden? Diyelim ki interneti tümüyle kontrol altına alabilecek bir yapı geliştirdiniz. Hatta tek bir merkezden istediğiniz an interneti tümden kapatabilecek bir merkez oluşturdunuz. Tam bir gözetim toplumu yarattınız. Bunun sonuçlarını hesaplayabiliyor musunuz? Neyse ki bu ölçekte bir sistem Türkiye’de henüz yok. Peki ya olsaydı ve darbecilerin eline geçseydi? Nasıl bir ülke olacağız?
Orwell’in 1984’ünde yaşamak isteyen var mı?

***

Teknoloji elbette çok önemli. Ancak teknoloji tek başına demokrasiyi koruyamaz. Toplum, demokrasiye, hukuka, temel hak ve özgürlüklere ne ölçüde sahip çıkarsa, bu değerler o ölçüde güvende olur. Gelecek kuşakları bu değerlere sahip çıkacak şekilde yetiştirmeliyiz. Demokrasiyi bir yaşam biçimine dönüştürmeliyiz. Aileden başlamalıyız. Çocuklarınız ailede ne ölçüde söz hakkına sahip?
Darbeci zihniyetten bir an önce ve tümden kurtulmak zorundayız. Türkiye’deki darbe karşıtı tepki bu anlamda gerçekten de tarihi bir fırsat sunuyor. Tabii kullanabilirsek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları