Arif Kızılyalın

Tüm kulaçlar demokrasiye

25 Temmuz 2016 Pazartesi

Dile kolay, dün tam 28.’si gerçekleşti Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nın.
5-10, bilemediniz 20 yıllık müesseselerin markalaştığı günümüz dünyasında, yüzlerce, binlerce spor tutkununun Boğaz’ın sert sularında kulaç sallaması bir klasiktir. Ve artık, Boğaziçi Yüzme Yarışı, sadece bu branşın değil, spor dünyasının efsaneleri arasındadır.
Ve bu yıl, farklı bir kimliği vardı Boğazı geçme etkinliğinin. Bini aşkın spor tutkunu, yerlisi, yabancısı Avustralyalısı, Almanı, Rusu, demokrasi için girdiler suya. Sadece Anadolu’dan suya dalıp, Avrupa’da karaya ayak basmak değildi, darbeye teslim olmayan zihniyet için de kulaç salladılar. Çünkü hepsi derinden yaşamıştı 15 Temmuz’u. Yerlisi zaten olayların göbeğindeydi, yabancısı, “Türkiye Mısır mı olacak” endişesi ile doluydu. Hatta, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç bile, “Ülke uçurumun kenarından kurtuldu halkımız sayesinde, şimdi sporla normale dönmeye çalışıyoruz” diyordu dostlarına. Elbette darbe telaşı suya girince yüzücüleri farklı bir platforma taşıyacaktı. 21 derecelik soğuk suya atladıktan sonra asıl rakip akıntıydı, bazen çöp birikintileri, kimi zaman terse esen rüzgâr. Yorulan denizin üzerinde sırtüstü yatıp dinlendi, krampa yenilen destek motoruna tutundu. Elbette antrenmanlılar çala kulaç bitirmişti yarışı doğal olarak, idmansızlar, akıntı çağanozu gibiydi, aheste aheste yüzdüler...
Çöp ve kirlilik demişken, aslında Boğaz kir, pas tutmaz.. Her ne kadar, işin suyunu çıkarıp pisletmek istesek de bu doğa harikasını, yine çivit mavisiydi sular. Abdülhak Şinasi’nin, Boğaziçi Mehtapları’nda ifade ettiği gibi “Su, bülbül sesi ve saz karışan nazik bir medeniyet” kimliğini koruyordu İstanbul’un iki yakası. Belki biz bunu fark etmedik, ama Dünya Maraton Yüzme Eski Şampiyonu Avustralyalı yüzücü Shelley Taylor-Smith’in yorumu ilginçti: “Suda eğer deniz-anası varsa ki, gözümle gördüm, o su temizdir..” Boğaziçi’nin hakkını Boğaziçi’ne vermişti.
Kimi 1 saatin altında, çoğunluğu ise 1 ile 2 saat arasında çıktı Kuruçeşme’de Avrupa’ya. Herkes mutluydu, çünkü bu yarışta kazanmak kadar 6.5 kilometreyi bitirmek de değerliydi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024
Kimin bayramı? 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları