Halil İnalcık’tan; Türk vatandaşlığı...

30 Temmuz 2016 Cumartesi

BM adına çalışmalar da içinde, uluslararası görevlendirmeler, bilimsel değerlendirmelerle “dünya tarihçisi” kimliği onaylanmış, tarihi, Osmanlı tarihini, sayısız araştırma, kitaplara dökülmüş bilimsel çalışmaları, yorumlarıyla, yaşayan bir gerçeklik olarak insanlığın yararlanmasına sunan Halil İnalcık, tarihimize, kültürümüze bu üstün katkıları nedeniyle Bakanlar Kurulu kararı ile Fatih Sultan Mehmet’in türbesinin de içinde olduğu Fatih Camii Haziresi’nde önceki gün toprağa verildi.
Ülkemiz, Türkiye Cumuriyeti’nin geleceğinde çok kritik bir dönemeç noktasında. Kendilerinden dinlediğim, Cumhuriyet değerleri, Atatürk devrimleri, milliyetçiliği, Türk vatandaşlığı üzerinden, dünyadaki dönem tarihi gelişmeleri içinde, günümüze dönük olarak da değerlendirmelerini, çok önemli, bir o kadar güncel ve anlamlı bulduğum için, bir kez daha sizlerle paylaşmak istedim...
Batı dünyası, AB ülkeleri, Almanya’nın gelişmiş insan hakları, demokratik hukuk devleti düzenleri, çok kültürlü toplum yaratma arayışları süreçlerinin sonrasında, öngörülemeyen gelişmeler, sorunlarla patlak veren çatışmacılık, ayrımcılık krizlerinde, ülke içi barışın tehdit altında kalmasıyla gündeme gelen arayışlarla bağlantılı kendi ülkelerinde ve ülkemizde gerçekleştirilen çok sayıda “ötekiler-biz” soruları, sorunlarına yanıt arayan etkinliklere katıldım. En çok iz bırakanların başında olan, İstanbul’da, Konrad Adenaur Vakfı’nca düzenlenmiş Alman-Türk araştırmacı, bilim insanının yanında Halil İnalcık’ın katıldığı toplantıda, Hoca’nın sunumu, değerlendirmelerinin satır başlarını sizlere aktararak, dünya tarihçimizi bir kez daha saygıyla anmış olarak, günümüz sorunları, geleceğimize yönelik kimi dersler çıkarabileceğimizi ummak isterim...

***

Halil İnalcık, çok çok özetlenmiş olarak dünya tarihi içinde imparatorluklar, ulus devletler, çağdaş sorunlara arayışlar süreçlerinin akışını anlatırken, yapılan toplantının “en çok Almanya’da yaşanan, ötekiler-biz.. birlikte yaşam sorunlarına çözüm arayışları çerçevesiyle uyumlu arayışlara..” yanıtlar ararken; “dinler-mezhepler- ırklar ayrımcılıkları, ekonomik-sosyal-siyasal gelişmelerle, neden-sonuç ilişkileriyle birlikte değerlendirirken” söz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş süreci, ulus devlet yaratma, Atatürk devrimleri, Türk milleti, vatandaşlık algısına gelince yaptığı yorumlar çok çarpıcıydı...
Atatürk devrimlerinin algısının bir parçası olarak, anayasalarımızda yer alan “Türkiye Cumhuriyeti, Türk vatandaşlığı” kavramlarının değerlendirmesinde; “Sadece dönemin ulus devlet yaratma koşullarının olmazsa olmaz bir gereği değil, aynı zamanda Almanya, AB sınırları içindeki ülkeler için değil, dünyadaki ulus devletler süreçlerinin kuruluşları dönemlerinin tümü için geçerli, milliyetçi kimlik arayışlarının çok ilerisindedir. Bugünün algısı ile Türk milleti tanımı, gelişmiş ülkelerin ulus devletlerinin kuruluş süreci algılarının çok üstünde, ırkçı, ayrımcı sınırlar içinde değil, çağında öngörülememiş ölçeklerde ırk, kan bağını ölçü almayan, ötesinde aynı toprakları, kültürleri paylaşan, bir ortak vatandaşlığın kimliğinin oluşturulması çerçevesinde, bugünün çokkültürlü toplum kimliği tanımına daha yakın bir tanıma oturtulmuştur” dedi.
Osmanlı tarihi ustası, dünya tarihçisi kimliği ile, Cumhuriyet tarihçisi damgalı bir kimlik olmadığı için de, çıplak sorularla açıklama istediğimde de, daha yalın cümlelerle; “Evet çağının ulus devletlerin yaratılması sürecinde gündeme gelmemiş, bugünün çokkültürlü toplum yaratma gereksinimine yanıt veren, kuşkusuz ülkenin kültürel, toplumsal yapısı ile buluşmuş, en ileri ulus tanımı olduğunu, bugünün çokkültürlülük tanımına daha yakın düştüğünü söyleyebiliriz” dedi. Türkçülük tartışmalarının ilk yıllarında Türk ırkçılığı algısının öne çıkarılmış olmasına karşın, Türkiye Cumhuriyeti’ni bir arada tutacak diller, ırklar kökenleri, kültürler bileşkesinde, Türk ırkçılığı akımının tehdit olarak değerlendirildiğinin altını çizdi. Tam tersi çabalarla aynı toprakları paylaşan, tüm ırklar, kültürleri kapsayan bir tanım olacağının altının kalın çizgilerle çizilmesi gerçeğini anlattı...
Günümüzde dahi, pek çok demokratik ülkelerdeki geçerli anayasal, hukuksal dü'7Aenlemelerin, çokkültürlü toplum pratikleri, arayışlarına karşılık, TC vatandaşlığı kimlik algısının gerisinde, ayırmcı içerikte olduklarının vurgulamasını yaptı...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sallanan piramit 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları