Miyase İlknur

Diyarbakır Yenikapı Meydanı mahzun

08 Ağustos 2016 Pazartesi

İstanbul Yenikapı Meydanı dün bir ilke sahne oldu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde milli bayramlar ve şehit cenazeleri hariç biraya gelmeyen “Cumhurun başı” ve tüm siyasi parti liderleri bir eksikle de olsa birlikte halkın karşısına çıktılar. Bu anlamlı fotoğraf karesinde bir tek HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yoktu.

Kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı, Başbakan, ve siyasi parti liderlerinden bir tek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu eksikliğe vurgu yaptı. Oysa “Gazi Meclisin Başkanı” olarak meydanda anons edilen TBMM Başkanı İsmail Kahraman 15 Temmuz akşamı bütün partilere mensup milletvekillerini o gece meclis çatısı altına çağırmıştı. O çağrıya AKP, CHP ve MHP’’i milletvekilleri gibi HDP milletvekilleri de darbeye karşı çıkma görevini yerine getirmek için koşa koşa gelmişlerdi meclise. Ancak darbe tehlikesi savuşturulduktan sonra ne Beştepe Sarayı’na çağrıldılar ne de Yenikapı Meydanı’na. Bu durumda Güneydoğu’da yaşayan ve HDP’ye oy veren milyonlar kendilerini yok sayılmış, dışlanmış hissetmediler mi?

İstanbul Yenikapı Meydanı’ndan bir ilke daha imza atıp “Önümüzdeki haftasonu da Diyarbakır Yenikapı Meydanı’nda miting yapacağız” demiş olsalardı, 15 Temmuz’da açılan beyaz sayfalara bir yenisi eklenmiş olacaktı. Hayal bu ya, Nãzım Hikmet’ten dizeler okuyan Başbakan, bir de Ahmed Arif’ten “Öyle yıkma kendini/Öyle mahzun/ öyle garip...” dizeleriyle seslenseydi Kürt vatandaşlara ve Kılıçdaroğlu gibi o da HDP’nin davet edilmeyişinin eksikliğinden dem vursaydı asıl o milli birlikten söz etmek anlamlı olurdu.

Diyarbakır Yenikapı Meydanı kültür ve inanç birlikteliğini asırlar öncesinden sağlamış halbuki. Bir yanında Şeyh Mattar Camii, biraz ilerisinde Surp Grigor Ermeni Kilisesi, yanıbaşında Mor Petyum Keldani Kilisesi ve adını bilmediğim bir sinagog. Asırlar önce sağlanan bu birliği bugün de sağlamak o kadar zor olmasa gerek.

Diyarbakır Yenikapı Meydanı kültür ve inanç birlikteliğini asırlar öncesinden sağlamış halbuki. Bir yanında Şeyh Mattar Camii, biraz ilerisinde Surp Grigor Ermeni Kilisesi, yanıbaşında Mor Petyum Keldani Kilisesi ve adını bilmediğim bir sinagog. Asırlar önce sağlanan bu birliği bugün de sağlamak o kadar zor olmasa gerek.

Mitinge saatler öncesinden gittiğimizde alan tıka basa doluydu. Bir o kadar insan da yollarda ya gidiyor ya da sıcaktan bunalmış çıkıyordu. Ancak dünkü miting, 15 Temmuz gecesi Boğaz Köprüsü’nde katledilen fakülteden arkadaşım Erol Olçok’un düzenlediklerinin hayli gerisindeydi. Giriş ve çıkışlar için yollar ayrılmamış, girenlerle çıkanlar orta alanda sıkışıp kalmıştı. Hac’daki tünel faciasının bir benzeri dün yaşanmadıysa yatıp kalkıp şükredelim.

Cumhurbaşkanı ve liderler gelmeden önce mehter alayı ve Ali Osmanlı alayı mehter marşı ilahiler söyledi. Bari bir de dengelemek için askeri bando olsaydı. Arkasından bir müezzin ilahi ve sela okudu. Müezzinin ardından da Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez dua okudu. Mitingin adı “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”nde bütün semboller ve konuşmalar diniydi. Milli olan tek şey ay yıldızlı bayraklardı. Miting milli değil dini bir mitingdi. Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni çağrıştıracak tek bir sembol yoktu.

Türk bayrağı dışında, Afganistan, Filistin, Türkmenistan, Azerbaycan, Bosna-Hersek bayrakları vardı. Bir de Oğuzların Kayı Boyu ve Özgür Suriye Ordusu bayraklarına rastladık. Oğuzların Kayı Boyu damgasını taşıyan bayraklar son günlerin modası galiba. Her mitingde çok sayıda Oğuz bayrağına rastlamamak mümkün değil.

Liderler alana gelmeden önce adları anons edildi. Kılıçdaroğlu’nu bir grup yuhaladı ama sunucunun müdahalesiyle çabuk kesildi. Eh yıllarca süren kutuplaştırma politikası nedeniyle ezberler bir günde terk edilmiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

89 dejavusu 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları