Darbenin Kökeni (2)…

09 Ağustos 2016 Salı

17-25 Aralık “yolsuzluk olayı” örtbas edilmeyip demokratik ilkelerle aydınlansaydı, 15 Temmuz “darbe girişimi” olmayacaktı!
İzmir’de Kestane Camisi’nin imamını, ABD’nin Pennsylvania eyaletinde 25 milyon dolarlık bir saraya sahip yapan süreç irdelenirse, günümüzün olayları daha iyi anlaşılır.
“Paralel devlet” yolunda birlikte yürüyenlerin sorumlulukları asla unutulmamalıdır! Salı günü FETÖ’nün Emniyet’te örgütlenmesinden söz etmiştik. Bugün de “paralel” örgütlenmede, FETÖ’nün destekçisi Sultan ile eğitimde yapılanmayı anımsayalım!

***

İslami inançlara göre; Tanrı “kadını erkeği eşit olarak yaratmış, inanç ve tapınmada, toplumsal görevlerde ikisini de sorumlu tutmuş”, ancak her nedense şu kural da devreye konulmuş: “Kadının erkeğe imamlığı olmaz!
Kadının
kadınlara imamlığı mekruhtur! Eğer kadın, kadınlara imam olursa, öne geçmez. Kadınla erkeğin yakınlığı ne olursa olsun, aynı hizada namaz kılarlarsa, ikisinin de namazı bozulur. Kadınla erkeğin namazlarında, aralarında bir engel, bir perde bulunmalıdır!”
Bu koşullarda, kadın erkek eşitliğinden söz edilebilir mi?

***

Hurafelerden uzak, “aydın din adamı” yetiştirmek amacıyla Atatürk, 1924’te 29 kentte “İmam Hatip Mekteplerini” açtırdı. Bu okullarda, cumhuriyete ve laiklik ilkesine bağlı yetiştirilecek din adamlarına çoğu “bilim” ve “yabancı dil” öğretilmekteydi, din dersleri ikinci plandaydı…
1929’da sayısı 2’ye düşen İmam Hatip Mektepleri, 1930’da öğrenci yokluğu nedeniyle tamamen kapatıldı. Sonradan yeniden açılmasına başlandı. 1960 sonrasında imam hatip okulları varlıklarını korudular. Süleyman Demirel’in iktidara gelmesiyle imam hatip liselerinde (İHL) artış başladı.
1976’da bir velinin, kız olduğu için çocuğunu İHL’ye yazdıramamasına ilişkin başvurusunu Danıştay kabul etti. Bu karar, kızların da İHL’ye alınmalarının dönüm noktası oldu.
Necmettin Erbakan’ın laiklik karşıtı siyasasının uzantısı olarak İHL’lere büyük teşvikler verilince 28 Şubat 1997 kararı devreye girdi. Bu tarihten sonra 8 yıllık kesintisiz eğitime geçildi, İHL mezunlarının kendi alanları dışındaki üniversitelere girmeleri engellenince, İHL’deki 601 bin öğrenci sayısı 65 bine düştü.
Sultanın siyasal sahnede başrol oynaması ile İHL’lerde şu gelişme yaşandı:
2003’te 450 lisede 71 bin öğrenci var iken, 2004’te 452 lisede 91 bin, 2005’te 452 lisede 97 bin, 2006’da 453 lisede 108 bin, 2007’de 455 lisede 121 bin, 2008’de 456 lisede 129 bin, 2009’da 458 lisede 144 bin, 2010’da 465 lisede 199 bin, 2011’de 493 lisede 235 bin, 2012’de 537 lisede 268 bin, 2013’te 708 lisede 382 bin, 2014’te 952 lisede 474 bin öğrenci bulunuyordu.
Eğitim Sen’in verilerine göre bu sayı günümüzde 1 milyon 15 bine çıkmış olup açık öğretim rakamları da eklendiğinde toplam sayı 1 milyon 136 bindir. Kız öğrenci oranı yüzde 50.25’tir!
Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı rakamlarına göre, 1976’dan itibaren açılan, 1300’ü yatılı olmak üzere 15 bin kurstan, şimdiye değin 61 bin 500 hafız yetiştirildi.
İHL’de kızlar, erkeklerden ayrı sınıflarda okutuluyor. Kızlar, yalnızca Kuran derslerinde başlarını örterlerken, 1990’dan sonra tüm derslerde örtmeleri zorunlu oldu!
Kemalistler; ister kız ister erkek olsun, İHL mezunlarının kendi alanları dışında üniversitelere gitmelerini, cumhuriyet rejimi ve laiklik açısından devleti ele geçirme planının bir parçası olarak da sakıncalı görmekteydiler.
Bırakın “imam” olmalarını, erkeklerle saf bile tutamayan kızlar, mezun olduktan sonra ne yapıyorlar? Sultan, İHL’lerde yatırım yaptığı “ablalar” hakkında, 15 Temmuz arifesinde ne diyordu?
“O paralel yapı var ya! Olur ya sizin de kapınızı gelip çalabilir. Bazı bayanlar gelebilir. Bazı ablalar gelebilir. Onlara şunu söyleyin, biz halimizden memnunuz, ülkemizde olanları görüyoruz. (…) Abla dedikleriniz, hem size hem de kendi ülkelerine karşı apaçık bir ihanetin içindeler. Sizin saf ve temiz duygularınızı istismar etmiş durumdalar!”
Peki, bu tohumları kim ekti?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları