Özgür Mumcu

HDP’yi dışlamak

10 Ağustos 2016 Çarşamba

Bir süredir, Meclis tutanaklarını inceliyorum. Özellikle CHP milletvekillerinin Gülen cemaati hakkındaki uyarıları ve AKP’li milletvekillerinin Gülen’i neredeyse canları pahasına savunması ibretlik. Gülen’in o dönemki baş savunucularının bugünün en ateşli Gülen karşıtı olması da öyle. Suçluların telaşı... Gelgelelim nasıl olsa Allah’tan ve milletten af dilenerek mesele kapatıldı. Kapsamlı bir yüzleşme olmadan meselenin bu şekilde kapatılmasının yeni imamların yeni ordularına yol açacağını ısrarla not edelim.
Bir hakikat komisyonu, memleketin nasıl bu hale geldiğini soruşturmalı. Sadece kandırıldık, aldatıldık diyerek iş çözülmez. Nasıl ve neden aldatıldığınızın da ortaya konması gerek. Belli ki kandırılması kolay kişilersiniz. Bir daha tuzağa düşmemek için ilk olarak kandırıldığını iddia edenlerin böyle bir komisyona ihtiyacı var. Aksi halde, hangi ehliyetle memleketi yöneteceğinizi iddia edebilirsiniz?
HDP’nin sürekli surette dışlanması ise “onlar da olsa iyi olurdu” diye geçiştirilebilecek bir konu değil. Bu, memleketin bir kısmını dışlamak demek. Adını koyalım bu ayrılıkçı bir siyasettir ve başımıza çok iş açar.
Hele zaten doğru düzgün yürütülemeyen çözüm sürecini cemaatin torpillediği ortadayken.
Sakine Cansız ve
iki arkadaşının cinayeti hakkında Fransız savcının değerlendirmeleri belli. Suikastçının MİT’le bir şekilde bağlantılı olduğu resmi belgelere girdi: “Ancak yapılan
araştırmalar söz konusu MİT ajanlarının bu olayları resmi olarak, üstlerinin onayıyla mı, yoksa MİT’in haberi olmadan kendi başlarına barış sürecini kötülemek veya sekteye uğratmak için mi yaptıklarını belirlemeye yetmiyor.
Bu konuda savcılığın bilgi taleplerine devlet içerisinden cevap vermeyenler kim? Cemaatin imamı Kozanlı Ömer’in Pars cinayetinde parmağı olduğunu ileri süren haberler, soru işaretlerini artırmıyor mu?
Çatışmaları tekrar başlatan Ceylanpınar’da iki polis memurunun öldürülmesi hâlâ karanlık. Polisleri öldürmekle suçlananların savunmaları işin yargı safhasının nasıl özensiz yürütüldüğünü gösteriyor. Davada tutuklamakararı veren hâkim, FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Ayşe Yıldırım, köşesinde belirtti. Sanıkları ihbar eden kişinin kardeşi de FETÖ sebebiyle tutuklanmış. Soruşturmayı yapan savcı ise Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Müdürlüğü’ne atanmış.
Polis memurlarından Feyyaz Yumuşak’ın öldürülmeden sadece dört gün önce, bir dava dosyasında adının, adresinin ve telefon numarasının yazılması sebebiyle, savcılığa canının tehlikede olduğu gerekçesiyle başvurduğu ve savcının buna rağmen bir şey yapmadığı da haberlerde yer aldı.
Neticede çözümün engellenmesi cemaatçi bir siyasettir. HDP’nin dışlanması da cemaatin Kürt siyasetiyle uyumludur.
Toplumsal uzlaşma için kaçırılmaz bir imkân varken bunu çarçur etmenin izah edilecek bir yanı var mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları