Olaylar Ve Görüşler

Despotizm ve heveslileri

11 Ağustos 2016 Perşembe

Despotizm kelimesi yabancı dillerde de çok kullanılan ve dünya dillerine Bizans’ın armağan ettiği bir deyim. Kısaca “tehdit ve cezalandırma yollarını kullanıp iktidar gücünü elinde tutan mutlakıyetçi” anlamına gelir.

 

Despotizm, hiçbir anayasa ve muhalefet tarafından kısıtlanmadan istediğini yapan, dediğim dedik -mutlakıyetçi- diktatörlük demektir. Despotizmde tek bir şahıs veya onunla birlikte hareket eden bir grup ülkede istediklerini yaparlar. Hiçbir yasaya, töreye, muhalif görüşe hak tanımazlar.

Despotluk unvanı
Bizanslılarca saray mensuplarına verilen bir unvan olan despot kelimesinden türetilmiştir. Despot diye tanımlanan kişi ise zalim, gaddar, astığı astık, kestiği kestik bir nitelik taşır. Despot kelimesi Bizans imparatorluk sarayı mensuplarına verilen bir unvandır. Bizans imparatorları ayrıca bu unvanı yönetimi altındaki Latin imparatoru, Bulgar ve Sırp krallarına da vermişlerdir. Ortaçağ İtalya’sında kral ailesinden gelen prensler de despot olarak tanımlanırlardı.

Kural tanımazlar
Despotlar her türlü yasanın üzerindedirler ve kendi sözleri birer yasa anlamındadır. Yani hiçbir yasal kural ve nizama hesap vermezler. Mahkemelerin üstündedirler. Onlar kanunların ve yasaların üzerinde olan kişilerdir. Bunlar istedikleri gibi vergi koyarlar, istediklerini istedikleri makama getirirler, her türlü eleştiriyi cezalandırırlar, insan hayatına önem vermezler, insan hakları diye bir kavram tanımazlar.

Wilde’a göre üç tip var
İrlanda asıllı yazar ve düşünür Oscar Wilde despotluğu üçe ayırır. Ona göre birinci despot türü insanın bedenine zulüm yapar, ikinci grup ise insanların ruhuna işkence yapar, üçüncü grup da insanın hem bedenine hem de ruhuna baskı yapar. İlk gruba örnek, siyasi iktidarda olanlardır, yani krallar, prensler, yöneticiler, ikinci grup despotlar ise Papa ve onun gibi dini rütbeler taşıyan kişilerdir. Üçüncü grup genellikle kışkırtılmış, galeyana getirilmiş halk yığınlarıdır ki kanımızca bunun bir örneği de mahalle baskısıdır.
Amerikan özgürlük bildirgesinde, İngiltere’nin “halka zulüm yapan despota” karşı direnme ve onunla savaşma çağrısı yapıldı. Bildirinin girişinde şöyle yazıldı: “İnanıyoruz ki, bütün insanlar eşit olarak yaratılmışlardır ve bu hak, yaşam, özgürlük ve mutlu olma haklarıyla bir bütündür, bölünemez ve inkâr edilemez. Bu hakların yaşama geçirilmesi için, hükümetlere yetki ve gücü hak verir. Herhangi bir sebeple hükümetler bu hakları tahrip etmeye yönelirlerse halk, bu hükümetleri değiştirme ve geçersiz kılma hakkına sahiptir... Bu hakları kötüye kullanan veya önleyen mutlak despotluk yapan hükümetlere karşı halkın bunları yıkma hakkı ve görevi vardır...”

Direniş hakkı
Türk halkı 15 Temmuz gecesi sokağa dökülerek FETÖ’cü darbecilere karşı direnme hakkını kullandı. Bu olay zamanla despotlaşabilecek tüm despotluk heveslilerine karşı da bir uyarı anlamına gelebilir. Onlara karşı da sokağa dökülebilinir. Bu bakımdan demokrasiyi çıkarı ve dikta hevesleri için kullanabilecek muhtemel demagog siyasetçiler ders almayı bilmelidirler. Barışçı sivil direniş hakkı evrensel insan hakları kuralıdır.  

Prof. Dr. TEVFİK DALGIÇ
Teksas Üniversitesi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları