Uçhisar 'Kurtuldu...'

17 Ağustos 2008 Pazar

Hükümetin geçen mart ayında çıkardığı belediyeleri kapatma yasası unutuldu...

Nüfusu 2 binden aza inen belediyeleri devlete borçlanıp yük oluyorlargerekçesiyle kapatan yasaya göre, içlerindeki Osmanlı döneminde kurulanlarla birlikte her biri en ünlü tarih, kültür ve turizm merkezlerimiz de 2009 yerel seçimlerinde köye dönüşecekler...

Bu karar için nüfusun tek gerekçe olamayacağını umursamayan; özgün yöresel değerlerin yerel yönetimlerce gözetilmesi gerektiğini kavrayamayan; referandumla kurulan belediyelerin ancak referandumla kapanabileceğini umursamayaniktidar milletvekilleri, lider talimatıyla çıkardıkları yasayı emir-komuta altında savunuyorlar...

Bu nedenle vekillerinden fayda göremeyen AKPli belediye başkanları da tüm umutlarını CHPnin Anayasa Mahkemesinde açtığı davaya bağlamış durumdalar.

Yerel yükümlülükler

Kamuoyu, sıcak siyasal gündemde bu davayla ilgilenmezken Kapadokyadan gelen haber yüreklere su serpti.

Haklarında kapatılarak Nevşehire bağlanmaları kararı verilen Uçhisar ve Nar belediyelerini yok etme hazırlıklarını Danıştaydurdurdu. İçişleri Bakanlığına iletilen yüksek mahkeme kararında; yerel hizmetlerin belediyece karşılanmasıgerektiği vurgulanıyor...

Danıştay Birinci Dairesinin 16 Haziran 2008de oy birliğiyle aldığı 720 Nolu kararı, özellikle Uçhisar gibi, sahip olduğu tarih, kültür, doğa ve turizm değerlere karşı yerel kamusal yükümlülüklerin önem taşıdığı belediyeleri kapatmanın, ülkenin ulusal kimlik değerlerine de zarar vereceğini açıkça öğretiyor...

Kararda deniliyor ki; Nevşehir Belediyesine katılmaları düşünülen Uçhisar ve Nar beldelerinin doğal ve kültürel zenginlikleri barındıran Kapadokya bölgesinin parçaları olduğu, imar düzeni bakımından Nevşehirle bütünlük göstermediği(...) görüldüğünden, tüzel kişiliklerinin kaldırılarak Nevşehir Belediyesi sınırları içerisine alınmalarının uygun olmadığına...

İşte bu vurgulamanın, belediyeleri kapatma yasasının mağduru olan tarih ve turizm beldelerindeki hukuk savaşımlarına önemli dayanak oluşturduğunu söyleyen Uçhisar Belediye Başkanı Mustafa Zuhal şunları söylüyor: Nevşehirle aramızdaki alanlar SİT ve milli park; yani zaten imara açılamaz. Buna rağmen Uçhisarı birleştirme fikri, belediyemizin tarihsel saygınlığını da göz ardı etmektir...

Çünkü Nevşehir, 18. yyda, şimdi benim semtim olsundediği Uçhisar Nahiyesine bağlı 30 evlik bir köymüş. 1954’te vilayet merkezi olduğunda bile Uçhisarda 1930dan beri belediye teşkilatı vardı.

Yani Uçhisar, cumhuriyetin ilk belediyelerinden birisi. Geçmişi Nevşehirden daha kentli. Ayrıca bölgeye hâkim yüce konumuyla, tarih boyunca Kapadokyanın en önemli yönetim merkezleri arasında yer almış...

Böyle bir kentin, gün gelip de il merkezine çok yakın denilerek köyleştirilmesi, tüm cumhuriyet tarihi boyunca kimin aklına gelebilirdi?

İmar disiplini

Uçhisarın hukuk kazanımını kutlarken nüfusu 2 binden aşağı düşen belediyelerin imar anarşistidenilerek yok edilmelerine karşı da bir anımsatma yapalım.

Belediyelerin imar yetkilerini kendi başlarına değil, çevre bütünselliği içinde kullanmalarını; keyfi yapılaşmalara olanak sağlayan yasaların değişmesini; çözümün ise tüm belediyelerin uyacakları bölge planlarıyla gerçekleşebileceğini... kim bilir kaç yıldır söylüyoruz...

Hükümet ise bunun yerine küçük belediyeleri yok ederken büyük belediyelerdeki imar başıboşluğunu da yine görmezden geldi...

Oysa belediye yerel demokrasinin okuludur; imar yetkisi ise bilimsel yetkinlik gerektiren bir alandır.

Bu nedenle, belediyeleri kapatarak yerel halkın demokratik örgütlenmesini tümüyle yok etmek yerine, imar yetkilerinde keyfiliği önleyecek yasal disiplini sağlamak gerekmiyor mu?...

Bu ise tüm ekonomi politikasını ranta bağlamış bir siyasetin asla işine gelmiyor...

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları