'Pragmatik-Fikrisabit'

17 Ağustos 2008 Pazar

Eski dilde saplantı durumunu alan düşünceler için kullanılırdı, fikrisabit sözcüğü. Günümüzde günlük dilden çok, ruhbilimde, yersiz olduğu bilinen ama kişinin etkisinden kendini bir türlü kurtaramadığı düşünceyi tanımlamakta kullanılıyor.

Yersiz olduğunu bilse, kişi o düşünceye neden saplansın değil mi? Yersizliğini belki başkaları biliyor ama o bundan habersiz. Yersiz değil, tersine doğruluğuna inanıyor.

Ülkemiz altı yıldır, böylesi saplantı durumunu almış bir düşüncenin egemenliğinde.

İç ve dış koşullar ne denli zorlasa da, fikrisabit değişmiyor. Çok zorlandığında, değiştim diyor, değiştik diyor, değişeceğiz diyor ama içini kemiren o düşünceden kurtulamıyor. Çünkü ülkesinin, insanının mutluluğunu değil, kafasındaki düşünceyi, yaşama biçimini egemen kılmayı varlık amacı olarak görüyor.

***

Öğrenim yıllarında bir gence, düşünmeyi değil de inanmayı öğrettiğinizde, o beyinlerin sonraki yıllarda gelişimi, dünyayı irdeleyebilmesi, tartabilmesi olanakları da ortadan kalkıyor. Çünkü neyin doğru olduğuna inanmış bir kez. Artık ne yapsanız başka bir düşünceye yakınlık duyabilmesi olanaksız. Yaşadığı sürece doğruluğuna inandığı düşünceyi savunmayı, onun gereğini yapmayı sürdürecek. Dünyada tek başına da kalsa, fikrisabitin düşüncesini değiştiremezsiniz. O bildiğini söyleyecek ve yapacak.

Fikrisabit, siyasete ağırlığını koymuş, koca bir ülkeyi yönetiyor ya, bu işin dengelerini, inceliklerini de gözetmekten geri kalmıyor. “Pragmatist diyorlar onun bu yönüne. Pragmacılar, felsefede, bilgiyi ve doğruyu yaşam için yalnızca bir araç olarak gören, eylemleri sonuçlarıyla, başarılarıyla değerlendiren okul olarak tanımlanıyor. Türkçesini söylersek, evirir çevirir, döndürür dolaştırır bildiğimi okurum, bunu da dünya âleme yuttururum, demeye geliyor.

İktidarda durabilmek için pragmatik olmak gerekiyor. Çünkü dünya öyle bir yere gelmiş ki, uluslararası kurallar var, hukuk ilkeleri var, yapılmış anlaşmalar var. Bunların tümü sınırlıyor iktidardakinin keyfi tavırlarını. Ama ne gam! Ona öyle, buna böyle deyip gözboyamak, kendini bütün bunlarla uyum içinde gösterebilmek de pragmatikin hüneri.

İçindeki ateş, kafasındaki saplantılı düşünce ona her yaptığını haklı gösteriyor. Kendinden emin. Eylemlerine ilişkin hiçbir kuşkusu yok. Mahkeme o kararı vermiş, dünya bunu demiş, toplumun türlü katmanlarından sesler yükselmiş...

Pragmatik-fikrisabit, hepsine eyvallah deyip, bildiğini yapmayı sürdürecektir.

Napolyondan Hitlere, dünya pek çok fikrisabitle tanıştı, sonuçlarını gördü. Ama büyük insanlıkın yasaları her zaman fikrisabitlere baskın geldi. İnsanlık insanlık olarak kalabildiği sürece de bunun yeni örneklerini göreceğiz.

İnsanlarda tek sıcak kanun

Üzümden şarap yapmaları

Kömürden ateş yapmaları

Öpücüklerden insan yapmalarıdır

İnsanlarda tek güzel kanun

Suyu ışık yapmaları

Düşü gerçek yapmaları

Düşmanı kardeş yapmalarıdır

(Paul Eluard - Çeviren: A. Kadir)

[email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları