Transfer sezonu bitmediğine göre yönetici-medya tartışması da bitmez. Zaman zaman kulüp yöneticileriyle spor medyası arasında yalan haber üzerine tartışmalar yapılır. Bir taraf yüklenir medyaya, öbür taraf kendini savunur ama sonuçta Nasrettin Hoca fıkrası gibi herkes kendi açısından haklı çıkar. Sezon henüz başlarken F.Bahçe Kulübü Başkanı ilk sinyali verdi, “Bozuşmayalım”... Bu laf elbette spor basınınaydı. Doğrudan doğruya direkt ve açık. Şimdilik spor medyasında alınan olmadı, sessizlik sürüyor. Peki ama F.Bahçe Kulübü Başkanı elbette ki bozuşmayalım sözcüğünü durup dururken söylemedi. Önce ben okur gözüyle olayı irdelemek istiyorum. Sezon daha bitmeden, transfer dedikoduları spor sayfalarının tepesine yerleşmişti. Her gazetede ayrı manşet vardı. Adı geçen futbolculardan acaba kaçı geldi? Aslında transfer haberlerini okurken de “Acaba aldatılıyor muyuz” dediğimi anımsıyorum. Ama ne demişti çok tirajlı bir gazetenin genel yayın müdürü, “Pembe haberler insanları mutlu eder”... F.Bahçe Kulübü’nün Başkanı da “taraftarlarının mutlu olmasına karşı mı yoksa” diyeceğim ama işin aslı öyle değil. Çıkan palavra ve hatta şişirilmiş haberler gerçi F.Bahçelileri geçici de olsa mutlu ediyor ama eninde sonunda onlar da aldatıldıklarını görüyorlar, hüsrana uğruyorlar. Onun dışında bu pembe haberler F.Bahçe Kulübü’nün kasasında patlıyor. 2 milyon dolar bile etmeyecek futbolcunun etiketi 5 milyon dolara çıkıyor. Bu yalnız F.Bahçe Kulübü’nün değil, tüm kulüplerin derdi. Amatör ligde oynayan bir futbolcu bile iki kez bir spor sayfasında yer alsa 2 milyon dolar istiyor. Bu alışverişte kaybeden daima kulüp oluyor ve kazananlar da özellikle yabancılar ve aracılar.

Başkan Aziz Yıldırım’ın öfkesi bu, yalan haber dediği bu, bozuşmayalım demesinin nedeni de bu. Olaya bir de spor medyasının gözüyle bakalım. Kulüp muhabirliği kolay değildir. Haftanın 7 günü bir kulüpten iki sayfa futbol haber ve röportajı çıkmaz. Çıkarsa yarısından fazlası senaryo olur. Bu senaryoları da zaten isteyen müdürüdür, patronudur. Önce kulüp başkanını kızdırmak işine gelmez. Çünkü kulübe bile sokmazlar, zaten yazsa da bir gün gazetenin kapısına konulacağını bilir. O zaman işte yazımın başına dönüyorum, çok tirajlı bir gazetenin genel yayın müdürünün dediğini yapar, pembe haberler yapar. Bu yazıyı okurken muhabir kardeşine, bazı ufak haberler sızdıran kimi yöneticilerin hiç mi suçu yok diyecekseniz haklısınız. Kulübün muhabirin kulağına “Bir ön libero bir de kanat oyuncu alınacak, bana isim sorma” diyefısıldaması bile garibim muhabire yeterlidir. Aklına ne gelirse her gün birini gündeme getirir, bir hafta haber sıkıntısı çekmez. Aziz Yıldırım gibi diğer başkanlar da “eyvah yine alacağımız futbolcu için şunca milyar gidecek” diye hayıflanırlarsa da ne olur yani, renklerine gönül vermiş yandaşları mutlu etmenin de bir faturası olmalıdır. İşte “Bozuşmayalım” lafının altında boş yere verilen milyon dolar ve pembe haberlerin getirdiği mutluluklar var. Ne ka ekmek o ka küfte. Öyle değil mi sayın başkanlarım...