Adnan Dinçer

Tarihe Not Düşmek!

23 Ağustos 2008 Cumartesi

Tarih, yaşanan olayların belgelenmesi ve tanık olarak geleceğe aktarılmasıdır. Böyle bir gerçeğin içinden gelen ve tarihi ile çok öğünen bir ulus olduğumuzu unutuyoruz galiba. Hatta Tarih ders alınsaydı tekerrür mü ederdi diyen büyüklerimizin bazen de işin içinden çıkamayınca, Tarih tekerrürden ibarettir özdeyişine sığındıklarını unutmamalıyız. Evet, yaşadığımız günler çok önemlidir hayatımızda. Neler gördük, neler yaşadık; tam anlamıyla yansız ve hür bir irade ve duygusallıktan uzak, tertemiz bir sayfa ile geleceğe ne kadar aktarabiliyoruz acaba? Bunu iyi irdelemeliyiz... Yeni jenerasyon bizden görevleri devir alırken kuralları çiğnemeyi ve örf âdetleri unutmayı çok iyi becermekte zaman zaman! Bunun bedelini kendilerinden sonra gelenler ödetmez umarım onlara. Bu ne demek? Kimse geldiği gerçekten yola çıkıp hatırlamak istemiyor geçmişini!.. Oysa gurur duymak gereken birçok gerçeklerle başardılar yoklukları aşmayı. Çalıştılar, çalıştırıldılar ve çağdaş yola entegre olmayı prensip edindiler. Bu hedefi onlara Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet ilkeleri ile onun eğiticileri yakalama fedakârlığını yapanlar verdi. Şimdi farklı hedeflerin kişileri oldu birçoğu.

Galatasaray elindeki kalecileri yok kabul edip yeni bir yabancı aldı. Bir de forvet arıyor... Fenerbahçe Dedeye teslim; ilk önemli karşılaşmasında beni şaşırttı. MTKyi yenerken Aragonesin oyun anlayışını sahada değil, kendisini kulübede sevinirken gördük. Farklı bir profil bu İspanya ölçeğine göre! Oysa Kâzım topu her alışında hocasının isteğine ve futbola uymayan ne kadar şahsilik varsa döktürdü!.. Savaşan bir takım olma beklentisinde tek örnek Guiza var ama o da golcülüğün dışına çıktı sanki. Yani biraz Aurelio yoksunu bir Fenerbahçe izlerken acil transfer desteğine gereksinim olduğu netleşti. Başkan Aziz Yıldırım bunu halletmeli. Çünkü MTK kandırır. O amatör bir takım gücünde antrenman verdi Fenerbahçeye. Trabzonspor çok transferli yeni kadrosu ile zor bir süreç yaşayacak. Kadronun uyumu zaman alacak. Bu ligde görev alan teknik adamların çoğu bizim gençlerimiz. Anlamadığım şey şu: Başarının kıstası... Amigoların yönetici olduğu ve hatta futbolu yönettiği sistemde hangi güç ve kural tayin eder futbol piyasasını? Türkiyede birçok başarılı spor adamını dışarıda bırakan tayin edilmiş görevliler ile onların işbirlikçileri medyayı kullanarak kendi tercih ettikleri kişileri bıktırana kadar neden ön planda tutarlar? Toplumun sesi çok mu önemsiz? Yıllarca futbolculuğu ile kabullendiğimiz Hakan Şükür futbol oynamak istiyorsa oynar. Buna kimse mâni olamaz. Ancak en başarılı biçimde, zamanı gelince ayrılmasını bilmek de onu büyütür. Tarih günlük gazete, magazin veya kişisel anıların birikimi değildir. Bu, hepimiz ve tüm insanlık için böyledir. Yerine yanlış belge de konulsa doğru olanı mutlaka bulur tarih. Ve bizim şu sıralar tarihe güzel ve başarılı not düşmek yarışmasına girmemizin sürecidir. İyi, güzel, başarılı ve ahlaklı zaferlere ihtiyacımız çok. Genç eserlerimizi dışarı kaçırmayacak kadar kararlı olmalıyız. Bu geçmişimize bakıp nereden, nasıl ve kimlerin emeği ile geldiğimizin hatırlanmasıyla olur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sınırlar! 23 Mart 2024
Kocaman ayıp! 12 Mart 2024
Olmadı! 4 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları