Hepsi de Dinci - Sağcı İktidarlar Döneminde

27 Ağustos 2016 Cumartesi

İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Kemal Kılıçdaroğlu. Yaşamöykülerindeki ile ortak nokta Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı ve ana muhalefet lideri şanını taşımaları. Öteki ortak nokta ise yaşamlarını sonlandırma girişimlerinden kurtulmuş olmaları. Ana muhalefet partisi lideri İsmet İnönü’nün, önce başına taş atılmasına, ardından da İstanbul’a gelişinde Topkapı’dan kente girerken gözü dönmüş Vatan Cephelilerin arasında savunmasız ve tek başına kalması için kurgulanan girişim ilk sırada yer alıyor.
Bülent Ecevit’e İzmir’de Çiğli Havaalanı’nda, 1977 seçimleri öncesinde Türkiye’de ilk kez görülen bir silahla düzenlenen suikast girişimi ise ikinci sırada...
CHP liderlerine taş atılmasıyla başlayan cana yönelik girişimler önce önüne mermi bırakılan Kemal Kılıçdaroğlu’na roketatarlı girişimle doruğa ulaşıyor. Üçünün de başka bir ortak noktası, çok partili dönemdeki dinci-sağcı iktidarlar sürecinde yaşanmış olması.
CHP genel başkanı şanını taşımış olanlardan Deniz Baykal’a kurulan kumpas da söz konusu ama o, canına değil kişiliğine yönelik.

***

Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırı da ötekiler gibi, iktidarların kimi örgüt ve birlikteliklere gösterdiği hoşgörü ve kimi doğrudan kimi dolaylı yollardan sağlanan desteğin yarattığı ortamın elverişliliğinden kaynaklanıyor. FETÖ’nün 15 Temmuz’daki gerici darbe girişimi ile PKK’nin Artvin’e kadar ulaşmasının ardında da bu gerçek yatıyor. “Kandırıldık” gibi itiraflar ya da “Belediye başkanlarının verdiği araçlarla hendekler kazıldı” gibi suçlamalarla yapılanları savunmaya kalkışmak hem hukuka hem de mantığa aykırı düşüyor. Özellikle kandırılanların bir bölümü üst düzey görevlerini sürdürürken, aynı özrü bildirenlerin alt düzeylerdeki görevlilerin hapislere atılması anlaşılır gibi değil. Biz bile anlamazken mantıkları bizden ayrı işleyen Batılıların anlamasını beklemek tam bir ham hayal.
“Onların örgütlenmesini seyretmekle kalmayıp destek de verdiniz” ya da “Belediye başkanları hendek kazdırırken valileriniz, kaymakamlarınız uyuyor muydu” eleştirilerine tutarlı yanıt verilmedikçe düze çıkmak olanaklı görülmüyor.

***

Kemal Kılıçdaroğlu ve yanındakilere geçmiş olsun. Yanlışlardan biri de “ucuz atlatıldı” diye teselli bulmak. Bir şehit, iki gazi var. Şehitleri sayısal düzeye indirgemenin sakıncalarını yaşamış bir ülke olarak benzer yanlışa düşmeyelim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları