Kolombiya’nın ‘baldıran zehiri’

27 Ağustos 2016 Cumartesi

Ingrid Betancourt’u hatırlıyor musunuz?
Hani 2000’ler başında Kolombiyalı FARC gerillaları (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) tarafından kaçırılıp ta altı yıl boyunca cangılda tutsak tutulan bir kadın politikacı vardı ya o…
Kolombiya cumhurbaşkanlığı yarışına da aday olan ünlü bir siyasetçiydi Ingrid Betancourt…
Siyasi kariyerini yerle bir eden, yaşamının 6 yılına mal olan, kendisine korkunç bir kâbus yaşatan FARC’tan böyle bir kadının… kanının son damlasına dek nefret etmesini, kin gütmesini beklersiniz değil mi?
O bile barış istiyor. Ve Havana’daki son el sıkışmasıyla başlayan Kolombiya- FARC “barış süreci”ni alkışlıyor.

‘İnsanlığımıza kavuşacağız’
“Kolombiya artık barış trenine bindi!” diyor Betancourt: “Çektiğimiz ıstıraplar güç kaynağı olabilir. Bu güçte bir yeniden doğuş fırsatı bulabiliriz!”
Yarım yüzyılı aşan bir iç savaş ve Havana’daki dört yıllık müzakerelerin ardından Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ile FARC liderlerinin sonuçlandırdığı barış anlaşması ile ulaşılan “süreç” için “Bu aslında tüm toplumun yer alması gereken bir süreçtir” diyor Ingrid Betancourt ve ekliyor: “Barış yalnız kolektif olabilir. Bu barış süreci (halk nezdinde) oylandığında yeniden insanlığımıza kavuşacağız!”
Venezüella, Şili gibi Güney Amerika ülkelerinin katılımı; Küba’nın ev sahipliğinin yanında, “barış süreçlerinin” olmazsa olmaz başrol oyuncusu Norveç ve BM sponsorluğunda gerçekleştirilen 4 yıllık Havana görüşmelerinin sonucunda Kolombiya hükümetinin FARC’la tetiklediği “barış süreci” ekimde bir halk, oylamasına sunulacak.

Oylamanın garantisi yok
Yoklamalar, halkın çoğunluğunun “barış”ı desteklediğini gösteriyor. Ama oylama tarihi olan ekime daha çok zaman var. “Kolektif barış kararının” halkın onayından geçip geçmeyeceğine dair kimse garanti vermiyor.
Kolombiya devlet başkanı Santos gibi “baldıran zehiri içmek” bahasına bu sürece kafa koyanlar denli, söz konusu barışa ölümüne karşı olanlar da var.
52 yılda 260 bin insanın yaşamını yitirdiği, 45 bin kişinin “faili meçhul” olduğu, 5 milyon Kolombiyalının “iç savaş” sebebiyle yerinden yurdundan olduğu ortamda toplum bölünmüş durumda.
“Plebisit” şeklinde planlanan 2 Ekim’deki “oylama” için şimdiden kampanya başladı bile.
Geçmişte FARC’la “kirli savaş”ın baş aktörlerinden Santos’un selefi Alvoro Uribe örneğin bu boy ölçüşmede “hayır”cıların başını çekiyor.
2008’de Betancourt’un kurtarma operasyonunda cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden Uribe, özetle devletin “FARC’a teslim olduğunu” iddia ediyor.
O operasyonda Uribe’nin “savunma bakanı” olarak görev alan bugünkü Başkan Santos ise tersine, bu anlaşmayla “Kolombiya halkının bütün acılarının sona erdiğini ve savaşın trajedilerinin son bulduğunu” anonsluyor.
Bir soğuk savaş artığı olduğu düşünülen FARC ve Kolombiya çatışmasının sonunu hazırlayan baş faktör ABD ile Küba’nın yakınlaşması. ‘50’lerin Küba devriminin uzantısı olan FARC ile masada varılan anlaşmada dikkat çeken 6 ana alan var.
Bunlardan ilki (siyasi mücadelesinin başında topraksız köylüleri korumak için silahlanan) FARC’ın talepleri doğrultusunda bir “tarım reformu” gerçekleştirmek. Ardından FARC’ın siyasi hareket/partiye dönüşmesini içeren hükümler geliyor. FARC’ın finansman kaynağını teşkil eden uyuşturucu sorununun çözümü üçüncü anabaşlığı oluşturuyor. Bunu, kurbanlar için adalet arayışı ile gerillaların silahsızlanmasını ilgilendiren başlıklar izliyor. Ve nihayet FARC militanlarının topluma yeniden kazandırılması ile güvenlik sorunları da altıncı başlık olarak karşımıza çıkıyor.
“Havana süreci” henüz yalnız bir başlangıç. Ama içerdiği sayısız ders için izlemekte yarar var.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları