Olaylar Ve Görüşler

Aslı’nın tek suç aleti kalemi

31 Ağustos 2016 Çarşamba

Arkadaşım ve meslektaşım Aslı Erdoğan’ın “terörist” olmakla suçlanarak tutuklandığını duyduğumda önce birilerinin şaka yaptığını düşündüm: Öyle ya, Aslı gibi bir edebiyatçının adıyla “terörizm” sözcüklerini aynı iddianame içinde kullanmak, olsa olsa toplumun zekâsını test etmeye yönelik bir kara mizah olabilirdi...
Sonra baktım iş ciddi, bu sefer kuşkuya düştüm: Acaba birileri yine kumpas mı kuruyordu? Öyle ya, son yıllarda neler görmedik neler... İnsanın adalete güveni bir kez sarsılmaya görsün!
Öte yandan, kim Aslı’ya niye kumpas kursun ki? Yüksek rütbeli bir asker ya da polis olsa, yani eli silah tutan biri, birileri onu içeri attırıp yerine geçmek istedi diye düşünebilirdik. Oysa Aslı’nın elindeki tek “suç aleti” kalemi... Ve ne kadar sivriltilirse sivriltilsin, basit bir kalemle ne darbe yapılabilir ne de terör eylemi...
Acaba kitaplarının çok beğenilmesini kıskanan bir meslektaşı, bu kumpas sayesinde onu unutturup yerini almaya mı niyetlendi? Ama hapse atmakla ya da öldürmekle yazarları unutturmanın, onlardan kurtulmanın mümkün olmadığını çocuklar bile bilmez mi?
Nâzım Hikmet’e de “vatan haini” dendi, Ahmed Arif de hapiste çürütüldü... Ama bakın, sonunda Yenikapı’daki “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”nde Sayın Başbakanımız vatandaşlara her ikisinin de dizelerini okumadı mı? Hiç mi ders çıkarmaz kumpasçılar? Bir sonraki mitingde bu sefer de Aslı’nın metinlerini okumak için önce onu hapse atmak şart mı?
Derken, “acaba hedef Aslı değil mi?” diye düşündüm: Dünyaca tanınmış bir yazarı hapse atmak suretiyle birileri, hükümetimizin demokrasiden vazgeçip herkesi susturmaya çalıştığı yönünde yurtdışında yayılan kötü niyetli propagandalara malzeme mi sunmaya çalışıyordu yoksa? Ama en sinsi “üst akıl” bile, hükümetimizin bu tuzağa düşmeyecek zekâya sahip olduğunu, Aslı’yı en kısa zamanda serbest bıraktırarak töhmet altında kalmaktan kurtulacağını bilmez mi?
O zaman geriye bir tek şık kalıyor, o da Aslı’nın “terörist” olmakla suçlanıp tutuklanmasının basit bir “hata” olduğu ve bu hatadan en kısa zamanda dönüleceği şıkkı... Öyle ya, Aslı’ya böylesine “abesle iştigal” bir yafta yapıştıranlar belli ki onun tek bir kitabını bile okumamışlar, yoksa hiç böyle bir hata yaparlar mıydı?
Çünkü “terörist” denen kişi, “bir siyasi davayı zorla kabul ettirmek için karşı tarafa korku salacak, cana ve mala kıyacak davranışlarda bulunan” kimsedir. (Türk Dil Kurumu sözlüğü) Aslı’nın bu tanıma uyan tek bir eylemini sahte belge ya da kumpasla bile bulmak olanaksızdır.
Hakiki “terörist”, amaçlarına ulaşmak için ölmeyi ve öldürmeyi seçer, söylemlerinde ölümü kutsar, ölümden medet umar, insanları ölmeye ve öldürmeye davet eder, öldürenleri över.
Aslı Erdoğan’ın tüm edebiyatı ise baştan aşağı ölüm karşıtıdır... Ölümü ve öldürme eylemini hedef alır. Ölen, öldürülen insanların acısını onlarla birlikte çeker. Hatta katil için bile insanlık adına acı çeker. Aslı’nın her bir satırı mağdurlarla birlikte çığlık atar, onlarla birlikte yüreği kanar, onların parçalanan bedenleriyle un ufak olur...
Aslı’nın dili ve üslubu bile başlı başına ölüm karşıtıdır, çünkü capcanlıdır, yaşamla, yaşamın coşkusuyla, taşkınlığıyla, ele avuca sığmazlığıyla doludur, her türlü ölüseviciliğin panzehri bir yaşam gücüne sahiptir.
İnanmayanlar zahmet edip açsınlar, romanlarını, öykülerini okusunlar.
O zaman eminim böyle bir yazarı “terörist” olmakla suçladıkları, onun bir gün olsun içeride tuttukları için utanacaklardır...
Ben iyi niyetliyim. Herkesi de öyle bilmeyi yeğlerim. Hatadan dönülecektir eminim. Dönülmelidir.

 

Yiğit Bener



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları