Ayşe Yıldırım

Kılıçdaroğlu’na ekran yasağı ‘milli mutabakat’la kalktı

01 Eylül 2016 Perşembe

TRT ekranının altında kocaman bir “SON DAKİKA” yazısı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TRT binasında. Koridorlardan geçişi, Genel Müdür Şenol Gökhan’ın odasına girişi anbean veriliyor. Spiker ara ara anons ediyor televizyonlarını yeni açan izleyicilere, “şu anda izlediğiniz görüntüler canlı”. İlk bakışta ne oluyor dedirten bir durum. Ana muhalefet liderinin TRT’ye gidişinin neresi haber olabilir. Ancak yayında söyledikleri haber değeri taşıyabilir. Tabii normal bir ülke olsaydık.

Oysa Kılıçdaroğlu tam altı yıl sonra ilk kez TRT ekranlarına çıkıyordu. Ama bu uzun ayrılık Kılıçdaroğlu’nun bireysel tercihi değildi. Gizli bir yasak nedeniyle çıkarılmamıştı TRT’ye.

15 Temmuz darbe girişiminden dört gün sonra 19 Temmuz’da “Geçmiş olsun” diyordu o gece ele geçirilmeye çalışılan TRT’de çalışanlara. Ardından Kılıçdaroğlu ile 45 dakika süren canlı ve “özel” bir yayın yapılıyordu. Kılıçdaroğlu, söz basın özgürlüğü ve darbenin önlenmesinde medyanın rolüne geldiğinde lafını sakınmıyordu:

“TRT’yi de eleştirmek isterim. Böyle bir olay olmasaydı TRT bize bu imkânı sağlayacak mıydı? Bu konuda endişem var.”

Elbette haklı endişesini dile getirirken yanıtını da biliyordu.

25 Temmuz’da Saray’daydı bu kez Kılıçdaroğlu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine Başbakan Binali Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle birlikte. Kılıçdaroğlu, basın özgürlüğüne yönelik eleştirilerini dile getirirken TRT’ye 6 yıl sonra ilk kez darbe girişiminin ardından çıktığını söylüyordu. Erdoğan ise “Ben senin TRT’ye çıkmadığını bilmiyordum. Böyle şey mi olur? TRT iktidara ne kadar zaman yer ayırıyorsa, size de o kadar zaman ayırmalı” diyordu.

İşte bu “sihirli” cümleden sonra açıl susam açıl misali açılıyordu TRT ekranları

Kılıçdaroğlu’na.

5 Ağustos’ta İzmir’deki mitinginde binlerce insana kürsüden seslenirken, “Bu arada size bir sır vereyim, ben de bu arada altı yıl sonra benim vergilerimle çalışan TRT’ye konuk oldum. Altı yıl sonra...” diyordu Kılıçdaroğlu. Ve bu miting haber arasında tam 28 dakika boyunca canlı veriliyordu TRT ekranlarından.

CHP kaynaklarına göre TRT, Saray’daki zirveden sonra rekor üstüne rekor kırmaya başlamıştı CHP’ye ilişkin yayınlarında.

CHP’nin adının geçtiği, partililerin sözlerinin yayımlandığı haberler TRT Haber ve TRT1’de sadece bir günde 39 habere çıkınca CHP’liler de şaşırdı.

Kemal Bey’in grup konuşmaları 42-44 dakika sürer. Daha önce bu konuşmaları en fazla 10-12 dakika yayımlayan TRT, 38 dakikalık bir yayın yapmaya başladı. Sadece İzmir değil İstanbul mitingini de canlı yayımladı. 10 Ağustos’taki Anafartalar Zaferi’nin yıldönümü dolayısıyla yapılan etkinliği canlı yayınlamasına ne dersiniz? Birçok yerel televizyonla ortak yayımlanan “Anadolu Soruyor” programına da çıkardı Kemal Bey’i TRT. Tam 46 dakika canlı yayın! TRT, altı yılın acısını çıkarıyor olacak ki İzmir Demokrasi Kupası’na katılan Kılıçdaroğlu’nu TRT Spor’da haber yaptı.

Sadece TRT mi, 15 Temmuz’a dek mesafeli duran ya da görmezlikten gelen birçok kanal da ekranlarını açmaya başladı CHP’ye.

Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi darbe girişimi olmasaydı elbette “bu imkânlar” kendisine sağlanmayacaktı. Peki, ne değişti? Görünen gerçek yeterli mi bu sihirli açılışı açıklamaya.

“Milli birlik ve beraberlik” mesajı kaygısının altında yatan gerçek yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

İlk hedef, cemaatle suç ortaklığını örtme çabasıydı. “Koltuk değneği” MHP’nin desteği yetmezdi ama ana muhalefet liderinin sözleri altın değerindeydi. Bu sağlanmıştı.

Sıra duvara çarpan dış politikada alan açma girişimindeydi. Yıllar sonra sınırdaki IŞİD tehlikesinin farkına varan AKP, Cerablus operasyonunu başlattı. CHP lideri de bu konudaki desteğini açık açık beyan etti.

Ama “hedef cuma günü IŞİD iken pazar günü Kürtler” olunca hem içte hem dışta ağır eleştirilerle karşı karşıya kaldı AKP. Ama ihtiyacı olan desteği çoktan CHP’den almıştı, hem de önünü açtığı canlı yayınlarla.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları