Olaylar Ve Görüşler

Pusulamız ne olacak?

01 Eylül 2016 Perşembe

Kurucu irade ve anlayıştan uzaklaşmanın bedelini ödeyen ülkemizin bugününü kontrol ederken ve geleceğine yeniden yön vermek isterken, pusulası ne olacaktır? Geç Cumhuriyetin yeniden yapılandırılmasında devletin rasyonalitesi, aklı nasıl kurulacak?

 

Tarihsel bir olayı yaşadığımızı söylemek aceleci ve erken bir yargı olmaz. Ben bu yazıda, bir uçurumun kenarından dönen devletin ve toplumun, yeniden kurulmasında hangi unsurların ve değerlerin temel alınmasının gerekli olacağı üstünde durmak istiyorum.
1923 bir devrimdi ve hemen her alanda gerçekleştirilen ve sürdürülmeye çalışılan devrimlerden ve bir devrimci iradeden oluşuyordu. Siyasal yapıdan kültüre, dilden eğitime kadar hayatın ve toplumun her alanında bir devrim söz konusuydu. Atatürk’ün yol göstericiliğinde kurulan Cumhuriyetin, manevi mirası akıl ve bilim olarak ifade edilmişti. 1923’ten 1940’lara kadar Cumhuriyetin devrim ve kuruluş yıllarıdır. Ancak 40’lı yıllarda devrimci anlayış ve uygulamalar etkisizleşir ve bir tutuculaşma ortaya çıkar. 1950’li yıllardan itibaren kurucu irade ve anlayışın terk edilmesi ve dışa bağımlılığın artması söz konusudur.

İlkeler budanınca…
Tam bağımsızlık ilkesi başta olmak üzere, Atatürk’ün ifade ettiği temel ilkeler budanmaya başlanmış ve ülkenin rotası değişmiş, ekseni başka yöne kaydırılmıştır. Zaman içinde laiklik ilkesi ve kurumlaşmalarından da verilen ödünlerle, eğitimden kültüre her alanda cemaatçi/dinci anlayışların ve hareketlerin önü açılmıştır. Bugün ortaya çıkan manzaranın da gösterdiği gibi, devleti ele geçirme durumuna gelebilmiştir. Bu noktada yalnızca sağ siyasetlerin/siyasetçilerin değil, bazı sol/sosyal demokrat siyasetlerin/siyasetçilerin de sorumlu oldukları gerçeğinin unutulmaması gerekir.
Kuruluşundan bu yana, laik, sosyal ve hukuk devleti olma yönelimindeki Türkiye Cumhuriyeti, bağımsızlık ilkesiyle birlikte laiklik ilkesini terk etmenin bedelini çok ağır ödemiş ve ödemeye devam etmektedir. Türk sağının laikliğe sığ ve bağnaz bir gözle bakmayı sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Laiklik kavramıyla ilgili oluşturulan olumsuz önyargılar ve karalamalar, modern bir toplumun ve devletin vazgeçilmez ilkelerinden biri olan laikliği, anayasadan çıkarma talebi olarak ifade edilebilmektedir.

Laiklik olmazsa…
Ortadoğu’da devam eden savaş, çatışma ve yıkım ortamı, din ve mezhep ayrımcılığının sonuçlarını fazlasıyla ortaya koymaktadır. Toplumu bir arada tutacak unsurlar yalnızca din ve milliyetçilik olamaz. Etnik, dinsel, inançla ilgili unsurlar insanla- toplumla ilgili yadsınamaz bir gerçekliktir. Ama farklılıkların birlikte yaşamasının, toplumsal barışın ve gerçek bir demokrasi kültürünün laiklik olmadan var olamayacağı da yadsınamaz.

Eksik olan çağdaşlık
Ziya Gökalp’in ifade ettiği üç kavram: Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak (çağdaşlaşmak) idi. İlk iki kavramın ifade ettikleri fazlasıyla gerçekleşti. Ama üçüncü kavram, yani çağdaşlaşma eksik kaldı, yeterince yol alınamadı. Ekonomik gelişme sağlansa da buna eşlik eden kültürel çağdaşlaşma eksik kaldı. Cavit Orhan Tütengil’in dediği gibi, Atatürk Devrimi yeterince anlaşılamadı ve tamamlanamadı. Tamamlanmayan devrimin ise karşı karşıya kaldığı karşı-devrim girişimleriyle farklı dönemlerde karşılaştığımızı unutmayalım. 15 Temmuz dileriz karşı-devrim hamlelerinin sonuncusu olsun.
Yaşadığımız süreçte, geç Cumhuriyetin yeniden yapılandırılmasında erken Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri ve felsefesine dayanılacak mı, devletin rasyonalitesi, aklı nasıl kurulacak? Ellili yıllardan itibaren kurucu irade ve anlayıştan uzaklaşmanın bedelini ödeyen ve ödemeye devam eden ülkemizin bugününü kontrol ederken ve geleceğine yeniden yön vermek isterken, pusulası ne olacaktır? Bu konuda akılcı, aydınlanmacı ve bağımsızlıkçı düşünme geleneği içinde yer alan birçok yazar, düşünür, sosyal bilimci ve sanatçılarımızın ortaya koydukları birikimden ve en başta da Atatürk’ün düşünce dünyasından yararlanma olanağı, tarihsel bir önem ve değer taşımaktadır.

 

Yrd. Doç. Dr. MUSTAFA GÜNAY
Çukurova Üniversitesi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları