OHAL Yön Değiştirirken

05 Eylül 2016 Pazartesi

Gülen Cemaat’inin kanlı darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal’in yön değiştirdiği izlenimi güçleniyor. Gerek görevden uzaklaştırmaların devasa boyutlara ulaşması, gerekse darbecilerle herhangi bir ilişkisinin olması düşünülemeyecek kişilerin işlerinden edilmesi bu izlenimi güçlendirdi. Ayrıca son kanun hükmünde kararname ile Gülen Cemaati ile isimlerinin yan yana gelmesi imkânsız çok sayıda akademisyenin daha önce bir bildiriyi imzaladıkları için fakültelerindeki görevlerine son verilmesi de bu kanıyı güçlendirdi.
Bir başka olumsuz gelişme ise gazetecilere yönelen gözaltılar, tutuklamalardır. Daha önce Radikal gazetesinde köşe yazıları yazmış, Özgür Gündem gazetesinde de sembolik yayın kurulu üyeliği yapmış yazar Aslı Erdoğan’ın tutuklanmasını yine Radikal gazetesinde dil bilim üzerine yazılar yazmış, alanında uzman bir yazarın Necmiye Alpay’ın tutuklanması izledi. Benim ve daha pek çok kişinin yazım hatalarını, Türkçesini düzeltmiş, hayatını barış mücadelesine adamış arkadaşımıza “terör örgütü üyeliği” suçlamasının yöneltilmesinin anlamsızlığını herkes bilir.
Tutuklu gazeteci sayısının yüzü aşması, devam edeceği yönündeki belirtiler, OHAL’in darbecilerle mücadele amacını çoktan aştığını ve siyasi iktidarın gündemine aldığı başka hedefler için kullanıldığını gösteriyor. Bir başka olumsuz gelişme ise gazetecilerin pasaportlarına ilginç yöntemlerle el konulması oldu. Haklarında yurtdışı yasağı verilmiş olanlar dışında keyfi bir uygulamanın da sürdürüldüğü örneklerle ortaya çıktı. Gazetemiz yazarı Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar’ın pasaportuna akıl almaz bir yöntemle el konulması, yurtdışına çıkışının engellenmesi de geçen haftanın baskı listesine eklendi. Yandaş medyanın tetikçilerinin de bu arada “vazifelerine” devam ettiği, ihbarcılıkta sınır tanımadıkları da ortada. Cumhuriyet, Sözcü gibi gazeteleri hedef alan tetikçilerin yaydığı “Sözcü kapatılacak” iddiası da büyük tepkiye yol açtı. Anlaşılıyor ki tetikçiler meydanın yalnızca kendilerine kalmasını, ortalığın siyasi iktidarın istediği gibi dikensiz gül bahçesine dönmesini istiyorlar. Ama bu durumun demokrasi ile bir ilişkisinin olmadığını, olamayacağını da biliyorlardır herhalde. Belki de bilmiyorlardır. Belki de artık durumun kendileri için her açıdan çok uygun koşullar vaat ettiği kanısındadırlar.
Oysa gazeteciler, yani bu görevi hakkıyla yerine getirme çabası içinde olanlar tarihi de iyi okudukları için bu türden “istisnai yönetimlerin” kalıcı olma şanslarının olmadığını bilirler. Bir süre sonra, pek çok kez görüldüğü gibi, tarih hükmünü icra eder, gerçekler ortaya çıkar. Gazeteciler ve gazetecilik de o gün sınav kâğıdının altındaki notu görür. Gazeteciliğin zorluğu, yalnızca çalışma koşullarının zorluğundan gelmez; darbe dönemleri, sıkıyönetimler, OHAL’ler, savaşlar, çatışma koşulları da gazeteciyi büyük sınavdan geçirir. Sınav zamanlarındayız. Umudumuz bu dönemin kısa sürmesi, tutuklu arkadaşlarımızın serbest bırakılması, cadı avına son verilmesidir. Cadı avının yalnız ve yalnızca darbecilere yarayacağının bilinmesinde de büyük yarar var. Ama niyet başkaysa...

Umarım yazdıklarıma sansür uygulamazsınız
Siz okur ile gazetenin yönetimi arasında (Cumhuriyet Vakfı) bir köprü görevi yapıyorsunuz. Amacınız okuyucunun sesini yönetime duyurmak, gazeteyle ilgili şikâyetlerimizi değerlendirmek. İzlediğim kadarıyla okuyucuyu ciddiye almıyor, bir formaliteyi yerine getiriyorsunuz. Bunun örneği o kadar çok ki! Bu gazetenin genel yayın yönetmeni neden yok? Okuyucuların bunu bilme hakkı yok mu? Yıllardır bu gazetede yazı yazanlar kendilerine güvenmiyorlar mı? Sorumluluk almaktan korkuyorlarsa yıllardır neden “köşeleri tuttular.” İlgiyle okunan “Duvar Yazıları” köşesi ile “@Manşet” yazıları neden yok? Ya da neden “bir var bir yok?” Emre Kongar ve Özgür Mumcu hariç yazarların sayfaları neden sürekli olarak değişiyor? Okur şikâyetlerinden çok neden uzun uzun kendi değerlendirme yazılarınız yayımlanıyor? Saygılar. Hasan Çatak
Okur Temsilcisi’nin notu? Görevimi iyi tanımlamışsınız. Okurlardan gelen eleştiri, yakınma, düzeltmeleri ve istekleri gazete yönetimine iletiyorum. Her eleştiriye bu köşede yer verme olanağım yok. Zaman zaman benzer eleştirileri temsil eden iletileri özüne dokunmadan kısaltıyorum. Sizin ilgiyle okunduğunu söylediğiniz kimi örnekler konusunda başka okurlar değişik görüşlere sahip olabiliyorlar. Yeni Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’dur. Yetkili organ Vakıf Yönetim Kurulu’nun kararı İcra Kurulu Başkan’ı tarafından sosyal medyada duyuruldu. Gazeteye yeni bir GYY seçmenin zaman alması doğaldır. Yazarların yerlerinin sürekli değişmesi konusunda haklısınız; yalnızca reklam nedeniyle yer değiştirme olağandır. Bunun dışında yalnız yazarların değil belirli sayfaların da bilinen yerlerinde kalması iyi olur. Bu köşede Okur Temsilcisi’nin görev alanında olan, medyayı, gazeteleri ve gazetemizi ilgilendiren konular ele alınıyor. Eleştirileriniz için teşekkür ederim.

Doğrusu ne?
Doğrusu “Kobane” mi yoksa “Kobani” midir, Rojova mıdır yoksa Rojava mıdır? Bir de “Roboski” var. Bunlar haritalarda olmayan yerel isimler sanıyorum. Gazetemiz yazarları ısrarla kullanıyorlar. Zahmet olacak ama bir harita yayımlanarak bunların nereler oldukları gösterilse biz de anlarız. Saygılar... İhsan Gökçen
Okur Temsilcisi’nin notu: Arkadaşlar Türkçe olmayan yer adlarını olabildiğince Türkçe söylenişi ile yazmaya çalışıyorlar. Kobani Türkiye sınırları dışında Suriye topraklarındadır. Rojava, Kobani’yi de içeren o bölgenin adıdır. Roboski, Uludere ilçesinin bir köyünün adının yöre halkının dili Kürtçe söylenişidir. Bölgedeki çatışmalar nedeniyle bu yerler sık sık gazetede harita üzerinde gösteriliyor. Sorunuza ve ilginize teşekkürler.

Böyle bir takım var mı?
Cumhuriyet’in 27 Ağustos günkü 17. sayfasında (Spor) “OSMANLI-KONYA’YA ZORLU GRUPLAR” başlıklı bir haber var, UEFA Avrupa Ligi’nde grupların belirlendiğine dair. Nasıl bir başlık bu? Osmanlı-Konya diye bir takım var gibi anlaşılıyor. Başlığı atan spor olsun diye atmış, Türkçeye yüksek atlatmış! Gürcan Arıtürk  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları