Dilma’nın darbesi

05 Eylül 2016 Pazartesi

Kafalarda soru işareti bırakmayan hakikilikte bir darbe mi arıyorsunuz? Dönün Latin Amerika’ya bakın. Brezilya’yı göreceksiniz...
Bizim ‘muhafazakârlar’ bile Brezilya’da darbe olduğuna hükmetmiş. Sırf sandık demokrasisi üzerinden paralellik kurarak ‘mağduriyet’ devşirecekler. Tespitleri için önce ‘Aferin’ diyelim. Sonra soralım bakalım, niye darbe olmuş? Yoksa bizimkiler mevzu ekonomi politikaları, yolsuzluk ve talan düzeni, emek-sermaye çelişkisi ile servetin yeniden dağıtımına geldiğinde, uluslararası sermaye ile zihniyet açısından çok mu farklı konumdalar?

***

Askeri dikta rejimine karşı elde silah savaşmış, zindanlarda işkenceden geçmiş eski bir gerilla olan kadın Devlet Başkanı Dilma Rousseff, mayısta askıya alınan görevinden geçen hafta azledildi. Yarıdan fazlası yolsuzluklara batmış, çoğu sağcı Senato üyeleri tarafından... Bir yerlerde ‘garanti altına alınmasını’ fısıldadığı para kasaları da yoktu, para sayma makineleri de...
Dilma, ‘bütçe açığını saklamak için mali kuralları ihlalle’ suçlandı. Devlet bankasından alınan borçların ötelenmesi yoluyla bütçenin düzgün görünmesi, yani her hükümetin yaptığı iş... Bu durum ana akım medyanın cümle arasında ‘yolsuzluktan suçlu bulundu’ yalanı yaymasını önlemedi.

***

Haziranda ortaya çıkan ses kayıtlarıyla istifa eden Planlama Bakanı Romero Juca vakası, azlin ‘kongre, yargı ve ordu’ onaylı bir komplo olduğunu sergiliyor. Milyonlarca dolarlık rüşvet soruşturması altındaki Parlamento Başkanı Eduardo Cunha’nın öncülük ettiği parlamenterler, artık yolsuzluklarını kapatabilirler. 40 milyon doları bulan rüşvet skandalının zanlısı Brezilya Demokratik Hareket Partisi üyesi Devlet Başkanı Yardımcısı Michel Temer de, seçmenler sandıkta defalarca partisini reddetmiş olsa da 2018’e dek koltuğu garantiledi. Tabii İşçi Partisi’nde de kirli siyasetçiler eksik değilken, karambolde Dilma’nın selefi efsane lider Lula da Silva’nın 2018’de yeniden adaylığı yolsuzluk iddialarıyla engellenirse İşçi Partisi’nin önü kesilecek.

***

Azle direnilmezse Brezilya’yı bekleyenlere gelince... Hızlı özelleştirmeler, kemer sıkma programları, sosyal harcamalarda kesinti, ordu ve polis baskıları. Ve BRICS’in B’sinin kopartılması. Böylece 1980’lerdeki sağcı faşist askeri dikta rejimlerinin faili ABD’nin seçilmiş bir lidere sivil darbe karşısındaki sessizliği de anlam kazanıyor. 2009 Honduras’ta, 2012’de Paraguay’daki tartışmalı aziller sonrası Latin Amerika’nın en büyük ekonomisinde sol dalga kesilmiş oluyor.

***

Bu süreçte popülist solun günahı eksik değil. Sendika kökenli Lula’nın 13 sene önce başlattığı, 2010’da Dilma’nın devraldığı yürüyüşün özeti şu: Uluslararası mali sistem ve yerli oligarşinin neoliberal programı, serveti sosyal programlar aracılığıyla yoksullar hayrına yeniden dağıtımla dengelemek. ‘Mutabakatçı sol’ denilen bu yöntem, IMF anlaşmasını bitirdi, petrol zenginliği ve kendi reçeteleri ile ulusal serveti artırıp dağıtımı kısmen düzenledi. Büyüme hızı sürdükçe işe yaradı ve nüfusun üçte biri yoksulluktan kurtuldu. Herkes ‘tüketici’ oldu. Ancak tarım reformu boşlanırken, sağlık ve eğitimde, altyapı projelerinde özelleştirmelerle yürünürken, spekülatif sermayeye bağımlılık bitmedi. Mali kriz 2010’da ülkeyi vururken, paylarını isteyen oligarkların göz dikecekleri yer belliydi. Dilma’nın ulaşım zamları, eğitim ve sağlıktaki yetersizlikler dururken pahalı Dünya Kupası ve Olimpiyat Oyunları yatırımlarının 2013’te Gezi ile eşzamanlı olarak patlattığı orta sınıfı isyanını anımsayın.

***

Kıssadan hisse. Bu öfke elbette dönüp Temer’i vuracak. Ama kapitalizmin yapısal krizleri süreğenleşirken, Brezilya, ‘yeni bir dünya’ isteyen sola yeni sorular sordurmalı: Demokrasi ve mülkiyet ilişkileri üzerine düşünmeden olabilir mi? Örgütlü toplum için neoliberalizm onaylı sivil toplumculuk, çoğulculuk, kimlik siyaseti ve ademi merkeziyetçilik kafi mi? Brezilya bir kez daha bize ‘tüketme özgürlüğü’ dışında başka bir dünya tasavvuru için düşünme fırsatı olmalı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları