Ebru Kılıçoğlu

Vuslat

18 Eylül 2016 Pazar

Galatasaray uzun bir aradan sonra, tribünleri dolduran seyircisine kavuşmaktan ne kadar mutlu olduğunu henüz 6. dakikada gösteriyor… Sneijder’in asisti Eren’in mükemmel bir rövaşata golüne imza atmasını sağlıyor. Ancak golün göz kamaştıran parlaklığı oyunla pek örtüşmüyor. Hatta ilk yarının tek pozisyonu bu gol aslında! ‘Beyefendi’yle birlikte sahaya yansıyan olumlu gelişmeler şüphesiz hissediliyor: Kimse ‘racon delikanlı’ değil, kimse ayağında top tutmuyor; oyunun ana fikrini paslaşma oluşturuyor. Ama bu görüntüde bir küçük ‘hile’ var. O da Rizespor’un maçın ilk 30 dakikasında hadiseyi tamamen savunma üzerine kurup, rakip yarı sahaya hiç geçmemesi. Ama ne savunma! Taktik 4-4-2 ama sahadan yansıyan 5-3-2 oluyor çoğu zaman. Rakibin pas zincirini bozmaya yönelik oyunları Galatasaray’ın henüz paytak paytak yürüyen organizasyonunu sersemletiyor... 30’dan sonra ufaktan Galatasaray sahasına geçmeye başladıklarında anlıyoruz ki, Galatasaray’da takım savunması hâlâ derin sızı…

Geciken müdahale
İkinci yarıda Rizespor oyununu açıyor, rakip sahada yer bulmaya çalışıyorlar. Bu aynı zamanda Galatasaray için de daha fazla gol şansı demek. Nitekim Bruma, Sneijder, Eren üçlüsü bu yolları epey zorluyor. İki tarafın da oyunu rakip kaleye ‘itekleme’ çabası oyunu tıkıyor ve son derece sıkıcı hale getiriyor. Galatasaray adına geciken kenar müdahalesi 80’de geliyor. Bu maçta son derece durgun kalan Yasin yerine Sinan giriyor. Bu dakikadan sonra iyice hareketlenen oyunda iki tarafın da gol niyeti var. Ama başarıya ulaşan yine bir Sneijder-Eren prodüksiyonunda, ev sahibi oluyor ve rahatlıyor. Galatasaray için maçın puandan öte bir önemi var: Seyirci ile kavuşma. Geçen sezon kanayan ‘aşk yarası’ bu sezon futbolcuların takım olma çabasını takdiren tam bir ‘vuslat’a dönüşüyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Koltukta rahat 22 Nisan 2024
Kazanç ve kayıp 16 Nisan 2024
Hamur 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları