Önümüze gelen kadına bir tekme

21 Eylül 2016 Çarşamba

Günlerdir ortalık “Kapalı ya da açık, kadınların ne giyeceğine karışamazsınız!” diyenlerle dolup taşıyor.
“Kapalı” kadının ne giyeceğine zaten fena halde karışılıyor olması es geçiliyor.
Göklerden indiği varsayılan birtakım buyruklarla bedeninden ve varlığından utanmaya kodlanan kadının kapanmasının özgürlükle değil esaretle bağlantılı olduğu gerçeği görmezden geliniyor.
Şort giymekle kapanmak arasındaki korkunç uçurum kimsenin umurunda değil.
Kız çocuklarına inanç adına küçük yaşta belletilen “Kadın olmaktan utanç duyma” terbiyesinin üzerinde durulmuyor.
Kendi bedenleri üzerinde asla tasarruf hakkı tanınmayan kadınların bir özgürlüğü olduğu konusunda inat ediliyor.
“Bırakın kadınlar isterlerse şort giysinler, isterlerse başörtüsü taksınlar” denilirken kullanılan “istemek” fiilinin anlamından bihaber gibiler.
Özgür bir kadın;
İsterse şort giyer; istemezse pantolon.
İsterse ipli bikini giyer; istemezse edepli bir mayo.
İsterse mini etekle gezer, istemezse uzun etekle.
İsterse askılı bluzla dolaşır, istemezse uzun kollu bluzla.
İsterse saçını toplar, istemezse omuzlarına saçar.
İsterse hava karardığında eve döner, istemezse sabaha kadar sokaklarda gezer.
İsterse evlenir, istemezse evlenmez.
İsterse çocuk yapar, istemezse yapmaz.
İsterse evlenmeden sevişir, istemezse sevişmez.
Giyiminden saçına, eğitiminden aşkına kendiyle ilgili her konuda;
İster başkalarını dinler; istemezse kendi bildiğini yapar.

***

İstediği zaman, istediği yerde, istediği gibi giyinemeyen;
İstediği gibi yaşayamayan;
Küçük yaşta verilen bir eğitimle, algıları saçından, kadınlığından, varlığından utanmaya ayarlanan;
Cehennem ateşi tehdidiyle keyfe dair her türlü talebi ahlaki bir ablukaya alınan;
İstekleri toptan hiçe sayılan kadının özgür olduğunu savunmak için ya cahil olmak gerekir ya da kötü.
Sosyal kodları doğru okumadan varılan kestirme sonuçlar, ezber çıkışlar, derinliksiz analizler haklarını savunduğunuz kadınların haklarına doğrudan saldırıya dönüşür.
Kapalı kadının özgür olduğu yalanını bir kadın hareketinin sloganının içine yedirirseniz kadınlara en büyük zararı verirsiniz.
Hem dini hassasiyetlere saygı duymanın, hem de insanın özgürlüğünü, kadının bağımsızlığını, cinsiyetler arasındaki eşitliği savunmanın derdine düşerseniz;
Kadınları kendi diliniz ve aklınızla korkunç bir sisteme kurban edersiniz.
Gerçekler çoğu zaman konfor bozar, rahat kaçırır, kestirme yolları tıkar.
Eğer gerçekten özgürlükten yanaysanız şu acı gerçekle yüzleşmek zorundasınız:
Kadının kıyafeti üzerinden yapılan her türlü tartışma, evet, kadına yönelik bir haksızlık, bir baskı ve bir ayıptır.
Bu haksızlığın, baskının ve ayıbın başını çeken de her çağda farklı yorumlanan ama hep kadının aleyhine körüklenen inançlardır.
Bu gerçeği ısrarla göz ardı ediyorsanız;
Kadının, iktidar tarafından günlük politikalara alet edilen inanç kökenli yaptırımların kıskacındaki varlığını sorgulamaktan kaçınıyorsanız;
Durumu dayatıldığı gibi olumluyorsanız;
Bilin ki ona en okkalı tekmeyi aslında siz atıyorsunuz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları