Gıda üretimi neden alarm veriyor?

30 Eylül 2016 Cuma

7yıl önce nar üretiminde yılda 100 bin ton ile İran ve Hindistan’ın ardından dünya üçüncüsüydük. Birden nara ilgi arttı. Çiftçi nar yetiştiriciliğine soyundu ve hızla 3 yıl içinde 500 bin tona çıktı dünya ikinciliğine yükseldik. Güzel değil mi? Hayır değil. Nar bahçelerinde tüccarın insafına kalıp sonra da çürümeye bırakılan narları görünce siz de aynı tepkiyi verirsiniz. Küçük bir yaz sonu kaçamağı için Antalya Adrasan’da o güzelim nar bahçelerini görüp çiftçi ile konuşunca üstelik bu, TÜSİAD’ın “gıda üretimi alarm veriyor” diyerek hazırladığı tarım raporunun yayımlandığı güne denk gelince yazının da konusu nar üzerinden tarıma yöneldi.
Nar deyip geçmeyin. 5 bin yıllık bir kültürü bünyesinde barındırıyor. Eski Mısırlılar tarafından dünyanın ilk meyvesi olarak kabul edilmiş; semavi dinlerin vazgeçilmezi; bolluk ve bereketin sembolü... Narın, meyvesi dışında gövdesi, kabukları, odunu ve kökleri birçok değişik alanda kullanılıyor. Farsça ateş, kırmızı anlamına gelen nâr sözcüğünden türemiş.

***

Türkiye’de kullanılan en önemli boya bitkilerinden biri aynı zamanda. Çünkü narın kökünden, gövdesinden, çiçeğinden ve meyvesinden farklı renkler elde etmek mümkün. Nar çekirdeği yağı ise kozmetikte hayli revaçta.
Hal böyle iken ne yazık ki nar, birçok tarım ürününde olduğu gibi hem plansızlık hem de Rusya kurbanı. Uzmanlar aslında 2008 yılında uyarmaya başlamışlardı: “Nara olan bu ilgi azalır ve nar meyve pazarındaki popülaritesini kaybederse, stoklanan tonlarca nar, piyasaya sürülemeden çiftçinin elinde kalabilir” diye. Bunun üzerine, bir de en fazla ihracatın yapıldığı Rusya alımı durdurunca olan oldu. Adrasan’da nar yetiştiriciliği yapan Ahmet Atıcı ile küçük bir hesap yaptık. 1 ağaç ortalama 60 kilo nar veriyor. 500 ağaçlık bir bahçeden 30 ton ürün elde ediliyor. Kilo başı fiyat yıllar içinde düşe düşe 60 kuruşa kadar gerilemiş. Yılda üretici bir bahçeden 20 bin lira brüt gelir elde ediyor. Maliyet, işçilik derken ancak yılda 10 bin lira kazanıyor. Üstelik fiyat tamamen tüccarın insafına kalmış durumda.
Konu tabii ki sadece nar değil. Plansız üretim. Tarla bitkilerinde gelir getirecek ürünler azalınca, üreticiler meyveye yöneldiler. Çiftçi Ahmet Bey, “Birçok çiftçi köklemeye başladılar bile” diyor. Yani nar ağaçının köklerini söküp ve bahçeye başka bitki dikmeye başlamışlar. Onca emekle yetişen ağacı yok edecekler....

***

Gelelim TÜSİAD’ın bunlarla örtüşen raporuna....
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, Yapısal Sorunlar Perspektifinden Verimlilik ve Gıda Enflasyonu” konferansında “Gıda üretimi alarm veriyor. Ülke olarak bir gıda sanayi stratejisi oluşturmalıyız” dedi. Raporu kısaca özetleyeyim:
-Gıda fiyatlarındaki artış, sektörün dolaylı ve doğrudan etkilediği diğer sektörlerle birlikte ele alındığında yol açtığı enflasyon toplam enflasyonun yüzde 30’una denk geliyor.
-2014 başından beni dünyada gıda fiyatları düşme trendine girdi oysa Türkiye’de tam tersi. Ve dünya gıda fiyatları ile arasındaki makas giderek de açılıyor. Peki neden?
Üstelik bundan en çok etkilenen orta ve dar gelirli, çünkü gelirlerinin büyük bölümü gıda harcamalarına gidiyor.
Fiyatların artmasının çeşitli nedenleri var.
1- Üretim maliyeti artıyor: Çünkü tarımsal girdi kullanımında yani gübre, tohum, yem ve mazotta dışa bağımlılığı artıyor.
2- Verim düşük: Yetersiz kalitesiz sulama, düşük kaliteli girdi ithalatı. (Özellikle biyogüvenlik kanununun uygulamaya girmesinden sonra)
3- Tarımsal araziler tarım dışı amaçlarla kullanılıyor.
4- Ürün zincirlerinde eksik ve aksak örgütlenme.
Adrasan’daki nar sadece örneklerden biri. Narı kaldırın yerine pamuğu, buğdayı, mısırı, pirinci koyun... O ya da bu şekilde sorunların kökünde plansızlık yatıyor. Ve o plansızlık bugün bir yandan gıda enflasyonunu körüklerken öte yandan üreticiyi yoksullaştırıyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları