Yok ediciler çetesine karşı biz!

09 Ekim 2016 Pazar

Yeter, ülkemiz her anlamda yok edici bir çetenin eline düşmüştür! Ağaçları, suları, vefayı, vicdanı, sevgiyi, arkadaşlığı, dostluğu, masumiyeti, paylaşımı, dayanışmayı ve aşkı yok eden bir çetenin eline!
Yok ediciler tam bir kasaba kurnazlığıyla, bu kültürden beslendiler, bu ülkenin en güzel insanlarını yok etmeye giriştiler! En çok da işine gönül vermiş öğretmenleri! Hepimizin hayatında unutamadığımız ve hayatımızın herhangi bir anında bizi aydınlığa çıkaran, başımız belaya girmişse bunu atlatmamıza yardımcı olan bir öğretmen mutlaka vardır. O öğretmeni kimi zaman annemizden, babamızdan daha yakın hissetmişizdir. Onun bize verdiği bir kitap ya da söylediği bir söz hayatımızı değiştirmiştir.
Örneğin benim annem bir öğretmendi ve onun özürlü çocukları yeniden hayata kazandırmak için verdiği çaba, benim hayat yolumu çizmiştir. Ben farkında bile olmadan. Ya da saygıyla andığımız doktor-öğretmen Türkan Saylan’ı düşünün, onun kurduğu vakıf ne kadar çok kız çocuğunu hayata kazandırdı. Ölümlerden ve tacizlerden korudu. Yok ediciler çetesiyse her türlü arsızlığı, hırsızlığı, vatan hainliğini, muhbirliği, cehaleti, yolsuzluğu kutsayarak, kendi acımasız sömürü kurallarını hayata geçirmeye var gücüyle çalışıyor. O nedenden binlerce öğretmeni açığa alıyor, binlerce öğretmenin yerini değiştiriyor, proje okullar diye kendi arsız dünya görüşünü dayatmaya çalışıyor.
Şimdi zaman öğretmenine sahip çıkma zamanıdır! Cağaloğlu Anadolu Lisesi öğrencileri, çok sevdikleri, adeta taptıkları öğretmenleri sudan nedenlerle başka yerlere gönderilince, tüm acılarını, üzüntülerini anlatan bir veda klibi çekmişler. Bu klibi izlerken, gözyaşlarınıza hâkim olamayacaksınız! Çocukların öğretmenlerine, öğretmenlerin çocuklarına sarılırken size öyle bir sevgi seli ulaşacak ki, o öğretmenlerin, o çocukların yerinde olmak isteyeceksiniz! “Hoşça kalın öğretmenim ama sizin bize öğrettikleriniz hepimizde sonsuza kadar sürecek!”
Evet, yok ediciler çetesi lanet bir fırtına gibi önüne ne getirse yok ederek yoluna devam ediyor. Penguenlerden örnek vermek istiyorum, onlar Kuzey Kutbu’nda fırtınalara nasıl dayanıyorlar? Bir daire şeklinde yan yana gelerek, birbirlerine sürekli dokunarak, birbirlerinin varlığını sürekli hissederek. Ne kadar inkâr edersek edelim, bizim bütün hayvanlarla birebir akrabalığımız vardır. Öyleyse birbirimize dokunarak, birbirimizin varlığını sürekli hissederek yok edici fırtınalara karşı koyma yeteneği bizim de genlerimizde var! Yeter ki, bunu anımsayalım.
Çocuklarımızın geleceğini karartmaya yeminli yok ediciler karşısında, okullarımızı, televizyon kanallarımızı, gazetelerimizi savunalım!
Güneydoğu’da ve Türkiye’nin her yerinde yok ediciler çetesinin yaptığı yıkımları bize yansıtan İMC TV, Hayat TV ve Özgür Radyo kapatıldı. İMC TV karanlığa gömülürken çalışanlar Çav Bella şarkısını söyleyerek veda ettiler. (Elleri bağlanmış yurdumun/ Her yanı işgal altında...) Şimdi birbirimize dokunma zamanı, kapatılan tüm TV kanalları hepimizin, tehdit altında tutulan tüm gazeteler hepimizin. Şimdi teorik sözlerden uzak, fırtınadan korunma zamanı, bu nedenle herkes bir Cumhuriyet daha, bir Birgün daha, bir Evrensel gazetesi daha almalı. Maddi açıdan çökertilmeye çalışılan bu gazeteler hepimizin can damarı. Tıpkı hepsi imam hatip yapılmaya çalışılan okullarımız gibi.
Fırtına öylesine şiddetli ve kararlı ki, korkabiliriz ama bu korkunun hiçbir şeye faydası olmaz. Ben ne yapabilirim ki, diye bir köşeye çekilmek olmaz. Bir kâğıt parçası al ve Aslı Erdoğan’a, Necmiye Alpay’a hiçbir şey yazamazsan o günü nasıl geçirdiğini yaz. Gönder, göndermeye korkarsan defter al ve duygularını o defterle paylaş, ileride sana çok yardımcı olacaktır. Hadi birbirimize dokunmaya başlayalım.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları