Güz, bir kez daha…

10 Ekim 2016 Pazartesi

1982 güzüne, Barış Davası tutuklusu başka birçok arkadaşla Maltepe Askeri Cezaevi’nde girmiştik. Bu gün sizlerle, o güz günlerinde, ziyaretçi de gelmediği için hapishane yaşamının daha da hüzün dolu hafta sonları için yazdığım bir şiirimi, üç kısa şiirden oluşan “Güz Başlangıcında Bir Hafta Sonu İçin Üç Şiir”i paylaşmak istedim. Aradan geçen şunca güze karşın, ilk şiirin ilk dizesindeki gibi, yaşamlarımızda sanki hiçbir şeyin değişmediği duygusuyla belki de…

Issız Cuma
Uyudum, uyandım, değişen hiçbir şey yoktu
Issız Cuma sıradandı ve soğuktu
Yorgun bir kadın çamaşır yıkadı
Mumu yaktı, pancurları kapadı
Bıkkın bir rüzgâr dağıttı ikindiyi
Delik deşik inledi gecenin kalbi

Yitik Cumartesi
Yitik cumartesi, boğuk cumartesi, ağladığım cumartesi
Pembe rüzgârların kırlardan inildeyerek geçtiği
Uzun cumartesi, yitirdiğim her şey gibi sancılı
İpte sallanan çamaşırlar ve rüzgârda vuran kapı
Seni sevmeme, beni sevmene engel olan şeyler
Hayatımızdan koparılıp alınmış cumartesiler
Çılgın cumartesi, ölgün cumartesi, yaşanmamış bir aşk gibi
Camlara takılıp kalmış doğmamış çocukların gözleri
Suskun cumartesi, küskün cumartesi, beyaz bir kurdela, lekelenmiş
Ölüm kadar katı ve hayatımız gibi zedelenmiş

Hüzünlü Pazar
Hüzünlü Pazar, beyaz meleklerin ilahiler söylediği
Aşkın güzelce yıkandığı, sımsıkı kefenlendiği
Yaz geçmiş, gelip çatmış bağbozumu vakti
Genç kızların mutluluğu bir mevsim daha ertelediği
Hüzünlü pazar, geçmiş pazarların anısıyla kavuniçi
Çocukların hep kursaklarında kalan sevinci
Eylül-Ekim1982
Maltepe Askeri Cezaevi  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Devlet suç işliyor 17 Nisan 2024
Bir bayram kutlaması 10 Nisan 2024
Atatürk kazandı 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları