‘Sünni etnik grubu’ üst akıl-alt akılsızlık

19 Ekim 2016 Çarşamba

The Economist dergisi deyim yerindeyse, mevzunun “cılkını çıkarttı”. Geçen hafta “From Aleppo to Mosul” (Halep’ten Musul’a) başlıklı makaleyi Twitter’dan şöyle duyurdular: “Arap dünyasındaki en büyük etnik grup -Sünni Müslümanlar- kuşatılmış hissediyor.”
Şaka değil. Dünyaca ünlü dergi, Arapların mezheplerinden “etnik grup” icat edivermiş. Hata da değil, zira ilk paragraf insanın sosyoloji bilgisini afallatacak cinsten:
“... En büyük etnik grubu oluştursalar ve masalsı imparatorlukların mirasçıları olsalar da, muhteşem şehirlerinin pek çoğu diğerlerinin ellerinde: Yahudiler Kudüs’te; Hıristiyanlar ve Şiiler Beyrut’ta; Aleviler Şam’da; ve son olarak Şiiler Bağdat’ta. Sünniler bölgenin en büyük sığınmacıları. Körfez devletleri gibi Sünnilerin iktidarda oldukları yerlerde ise düşman İran tarafından kuşatılmış ve umarsız Amerika tarafından terk edilmiş hissediyorlar.”

***

Çağımızın en mühim dalgası “kimlikçilik” epeydir illallah getirdi ya, uç noktası bu olsa gerek! Akla bizim coğrafya hazır kimliklerine göre lime lime edilmeye bu denli teşneyken, “neden olmasın” dedikleri geliyor. Tabii dergiye, “Sizin şu İrlanda’daki Katolik etnik grubu ne âlemde” diye de sormak...

***

Misal Amerika’da 20. yüzyılda ırkçılıkla mücadele edilmiş, köprülerin altından çok sular akmış. Bir siyahi başkan seçilmiş. Onca yasaya, sivil toplum hareketine, siyasi liberalizme rağmen sorunlar baki. Mübalağa edeceğim lakin polis “dakika başı” siyahi öldürüyor. “Siyahi hayatları değerlidir” sloganında cisimleşen mücadele bundan. 1970’te nüfusun yüzde 99’unu beyazlar, yüzde 1’ini siyahiler oluştururken, bugün yüzde 67.4’ü siyahi, yüzde 29.3’ü beyaz olan Ferguson’da 2014 olaylarını anımsayın. O gün bugündür Amerikalı siyasiler ve mürekkep yalamışlar “siyahilerle beyazlar bir arada yaşayamaz” demiyorlar, “farklılıklar içinde bir arada yaşamak, eşit vatandaşlık, fırsat eşitliği” vurgusu yapıyorlar. Misal kimse “Ferguson Fergusonlularındır” demiyor.

***

AB üyelerinde eski sömürgelerden son yüzyılda akmış göçmenlere Ortadoğu’da yeni paylaşım savaşlarının sürüklediği sığınmacılar eklenirken, entegrasyon tartışılıyor. Mali kriz, aşırı sağın yükselişini getiren büyük “kültür savaşlarının” kapıda olduğu aşikâr. Çare bulunur mu bilinmez ama mecburen ekonomik, sosyal ve kültürel dokuya dair kafa patlatıyorlar.

***

Ortadoğu’da ise insanlara farklılıkları içinde bir arada yaşamak adeta “haram”. Siyasi liberalizm fikriyatını da pek az barındıran ulus devletleri çökertme gayretleri meseleyi içinden çıkılmaz kılıyor. Ortadoğu’ya bakan “kimlik” görüyor. Sünniler Şiilerle, Şiiler Sünnilerle, Araplar Kürtlerle, Kürtler Araplarla, Türkler Kürtlerle, Kürtler Türklerle, Araplar Türklerle, Türkler Araplarla, İranlılar hepsiyle birlikte yaşayamazlar. Geçişkenlikleri içerisinde iyi komşu dahi olamazlar. İlle “ayrımları” vurgulanacak.
Maalesef “alıcısı” çok. Suriye’de de her şey “Nusayri” edebiyatından başlamıştı. Şimdi Irak’ta “Şia”mız var. Ama “Musul Musullularındır”. Musul neresidir? Irak’ın ikinci büyük kenti. Vilayet sınırlarıyla birlikte Sünnisi, Kürt’ü, Hıristiyanı, Ezidisi, Şebak’ı pek çok kimlik barındırır. Hepsi Iraklıdır. Fergusonlu siyahinin, Iowalı Alman asıllının Amerikalı olduğu gibi.

***

Yok, ama buranın egemenleri vurguyu başka yere yapacak. Misal “Bunlar Zerdüşt, onlar Zaza”. Tabii “Musul Musulluların”. Bir adım sonrası Cumhurbaşkanı’nın izahı: “Biz bir Sünni-Şii çatışmasına müsaade edemeyiz. Irak ordusu kimlerden oluşuyor? Çoğunlukla Şia. Musul’a gelince kiminle çatışacaklar. Sünnilerle...”
Şimdi en son Irak’ın 20 senedir en çok ezilen ahalisi Türkmenler de “bağımsız vilayet” hazırlığındaymış. Economist’in tabiriyle Cumhurbaşkanı’nın izahını birleştirerek akıl yürütürsek “Şii Türkmen etnik grubu ile Sünni Türkmen etnik grubu” ne yapabilir ki!

***

Sosyo-ekonomik analizleri çöpe atarsanız kala kala bu kalır işte. The Economist yaş tahtaya basmıyor. Moda atıfla “üst-akıl” eğer böyle zırvalıyorsa, bu altakılsızlık sebebiyle.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları