Erdoğan’ın Musul savaşları

22 Ekim 2016 Cumartesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe külliyesinin konferans salonunu dolduranların önünde, elini masaya vurdu ve gür sesiyle haykırdı:
- Sahada da olacağız, masada da!
Dinleyici sıralarını dolduran ve hepsinin de boynu kıldan ince olan YÖK kulu rektörler, bu sözleri alkışlarla karşıladılar.
Söz konusu olan Musul operasyonu idi.
Ve o sırada, Musul operasyonu yedi düvelin askerinin katılımıyla başlamıştı.
Sahada herkes vardı, yalnızca havada kalan Türkiye yoktu.
Bunun böyle olacağını, “sahada da olacağız masada da” diyen Tayyip Bey de biliyordu, alkışlayan rektörler de.
Sahada olacağız diyen Tayyip Bey iddiasının aksine, Türkiye’nin sahadaki tevatür varlığını tevil etmek isteyen Başbakan Yıldırım, havada var olduğumuzu ileri sürmekte, biraz üzerine gidilince, gerektiğinde katılacağımızı, önemli olanın koalisyon güçleri içinde yer almak olduğunu söylemekteydi.
Ne olursa olsun, IŞİD’i temizleme operasyonu Musul’da başlarken Türkiye hariç, herkes Musul’daydı.
Türkiye’deki iktidar, Musul’a uzaktan türkü çığırıyordu:
- Sana uzaktan bakmak operasyonların en etkini!
Bölgenin yabancısı ama aynı zamanda efendisi güçler, Musul’a ilerliyorlardı.

***

Herkes Musul’a giderken, kara harekâtının dışında bırakılmış Tayyip Erdoğan’dan, sırtını ABD’ye dayayarak, Türkiye’ye posta koyan İbadi’ye birbiri ardına “Sen kimsin, haddini bil”, “Sen benim kıratım değilsin” darbeleri(!) indiriyordu.
Erdoğan Musul konusunda noktayı koymuştu:
- Musul’da bildiğimizi okuyacağız.
Tayyip Bey bunları söyleyedururken, herkes Musul’a doğru ilerliyordu.
Türkiye ise Musul’dan uzaktaydı ve bölgedeki bütün kırmızı çizgilerini yalnızca havadan müdahalelerle sınırlı olarak korumaya çalışıyordu.
Bunun böyle olacağını herkesin önceden bilmesine karşın, Tayyip Bey Musul savaşlarını sürdürüyordu.
Musul savaşlarının ise en büyük çatışmaları kürsülerden yapılıyor, taarruz yerine nutuk üzerine nutuk atılıyordu.
Ortadoğu batağındaki BOP projesi ile onun ürünü olan Irak ve Suriye savaşından en büyük zararı gören ülkelerin başında geliyordu Türkiye. Büyük hercümercin nedeni olan ve bölge devletlerinin sınırlarını değiştirmeyi öngören BOP, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü de tehdit ediyor, Tayyip Bey’in bu durum karşısındaki tepkisi ise şu oluyordu:
- BOP’un eşbaşkanıyım. BOP’un eşbaşkanı olan Tayyip Bey döneminde Türkiye bölge ülkeleri topraklarında üslenmiş güçlerin kendisine saldırılarını elleri böğründe seyrediyordu.
Ama bölgedeki Kürt koridoru, Kandil, Musul, Irak, Başika, Suriye konusundaki nutuk savaşları bütün gücüyle sürüyordu.
Savaşın amacı, Reis rejiminin bölgenin etkin gücü olduğuna Türk halkını inandırmak, işbaşındaki iktidarın bütün dünyaya kafa tutan ve Türkiye’nin çıkarları açısından bütün istediklerini alan, bölgedeki Sünnilerin koruyucusu olduğuna iç kamuoyunu ikna etmekti.

***

Tayyip Bey’in Musul savaşları bütün şiddetiyle devam eder, karşıtları, ağır “Sen kimsin, sen benim kıratım değilsin, haddini bil!” darbeleri yerlerken, bu darbelerin onlar üzerindeki etkileri önemli değil, gerçekten hadlerini bilmeleri zorunluluğu yok. Önemli olan, Tayyip Bey’in, İbadi’ye haddini bildirdiğine, onun Reis’in kıratı olmadığının bütün dünyaya anlatıldığına Türkiye’deki kamuoyunun ikna olması.
Bu algı savaşının zaferle bitmesi, Tayyip Bey’in Musul fatihi ilan edilmesi olasıdır.
Bu arada herkes Musul’da iken Türkiye’nin Musul’dan uzakta olmasının hiçbir sakıncası yoktur.
Çünkü önemli olan Musul konusunda sahada ve masada var olmak değil, sahada da masada da var olunduğu algısını yaratmaktır.
Algı savaşı alanında son yıllarda kazanılmış nice büyük zafer var. Bir tane daha neden olmasın?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları