Olaylar Ve Görüşler

‘Dili bir, özü bir kardeşler’

28 Ekim 2016 Cuma

Azerbaycan bağımsızlığının 25. yılını kutluyor. Türkiye ile Azerbaycan arasında kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ise 18 Ekim 1991’de yeniden kazandığımız bağımsızlık sonrası ivme kazandı.

28 Mayıs 1918’de ilan ettiğimiz ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna bir anlamda ilham verici olan Azerbaycan Cumhuriyeti, 1850’lerden başlayan 70 senelik aydınlanma sürecimizin ulus devlet yapısıyla taçlanmasıydı. Şark’ın ilk cumhuriyeti bağımsızlığını 23 ay yaşatabilse de 29 Ekim 1923’te kardeş Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu geleceğe bakışımızın destek noktasını oluşturmuştu.

Bir millet iki devlet
Nitekim Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1933’te yaptığı konuşmada “Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir... Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız...
Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz” sözleriyle belirlediği paradigmaya tamı tamına 70 sene sonra bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin önderi, rahmetli Cumhurbaşkanımız Haydar Aliyev “Bir millet iki devlet” sloganıyla karşılık vererek ülkelerimiz arasındaki, ilişkileri alabildiğince geliştirmek için gereken her şeyi yaptı.

Kültürel ilişkiler
Haydar Aliyev’in henüz Sovyetler döneminde planlı biçimde hayata geçirdiği Türkiye ile Azerbaycan arasında kültürel ilişkilerin geliştirilmesi projeleri (Atatürk’ün işaret ettiği “köprü”lerden biri ünlü ses sanatçımız Zeynep Hanlarova’nın bir ayağının Türkiye’de olması, diğeri dünyaca ünlü orkestra şefimiz Niyazi’nin Türkiye’deki çalışmaları, bir ötekisi ise Nâzım Hikmet’in ‘Bir Aşk Masalı’ piyesine bestecimiz Arif Melikov’un bestelediği ‘Muhabbet Efsanesi’ balesinin bizzat rahmetli Aliyev’in destekleriyle Türkiye’de sahnelenmesiydi.) 18 Ekim 1991’de yeniden kazandığımız bağımsızlığımız sonrası daha büyük ivme kazandı.

Laik cumhuriyetler
Merhum Ulu Önderimizin Türkiye’ye yaptığı gezilerin hepsinde çağdaş sanatın tüm alanlarında etkinlikler düzenlenmişti.
Çağdaş Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk gibi çağdaş Azerbaycan’ın kurucusu Haydar Aliyev de iki kardeş ülkenin yönetim şeklinin pozitif eğitime ve kültüre birinci dereceden önem veren laik cumhuriyet dışında hiçbir alternatifi olmaması gerektiğini çok iyi bildikleri için her iki lider de bu çizgilerinden hiçbir zaman taviz vermediler.
Eğitimin ve kültürün bir toplum için önemine her fırsatta vurgu yapan Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev, bu politikaları büyük başarıyla devam ettirmekte olup ülkemizin Birinci Hanımı, UNESCO’nun “barış elçisi” unvanlı milletvekilimiz Mehriban Aliyeva’nın başkanlığını yaptığı Haydar Aliyev Vakfı’nın iştigal alanları ise eğitimi, kültürü, sağlığı, sporu kapsıyor.
Vakfın eğitim, sanat, kültür, sağlık, spor alanındaki çalışmaları dünyanın çok farklı noktalarında başarıyla sürdürülüyor. O çalışmaların sayesinde toplumumuzdaki yurttaşlık bilinci her geçen gün daha da güçlendiği gibi dünya ülkeleri de nüfusunun yüzde 98’ini Müslümanların oluşturduğu bir toplumun laik idare şekliyle nasıl başarıyla yönetildiğinin en iyi örneklerinden birini görüyorlar. Bu durum Azerbaycan- Türkiye kardeşliğinin temelinin ne denli sağlam olduğunu gözler önüne seriyor.

Emsali yok
Bağımsızlığımızın 25. yılını kutlarken ilişkilerimizin izlediği güzergâh ve geldiği noktayı “Dünyada Türkiye- Azerbaycan kardeşliğine emsal oluşturacak hiçbir olgu bulunmuyor” şeklinde ifade etmemiz, en doğrusu olacaktır diye düşünüyorum.

MASİM HACIYEV Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu, Elçi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları