40 yıllık sanat galerisinin vedası

02 Kasım 2016 Çarşamba

Maçka Sanat Galerisi 20 Kasım 1976’da Rabia Çapa ve Varlık Sadıkoğlu kız kardeşler tarafından kurulmuş. Mehmet Konuralp’in mimari tasarımı ile “beyaz küp” galeri mekânlarından farklı deneysel bir mekân ortaya çıkmış. Mimarisi ile de örnek gösterilen yapılardan. Sanatta eleştirel ve sorgulamacı tavırlarıyla tanınan Aliye Berger, Kuzgun Acar, Altan Gürman, Komet, Alaattin Aksoy, Utku Varlık, Mehmet Güleryüz gibi sanatçıların eserlerini sergilemeye ağırlık vermiş. Düzenlenen toplantı ve söyleşilerle, özellikle yazarların, sanatçıların buluşma noktası haline gelen akşamüstü buluşmalarıyla 70’li - 80’li yılların önemli sanat merkezlerinden biri olmuş.
80’li yıllarda başta Adnan Çoker ve Sarkis olmak üzere önemli sergilere yer vermiş. Daha sonra kavramsal sanat başlığında üretilen işlerin sergilendiği ilk özel galeri olmuş. Şükrü Aysan, SerhatKiraz, Ergül Özkutan gibi sanatçıların yapıtlarını izleyiciyle buluşturmuş. O yıllardan Füsun Onur ve Ayşe Erkmen’in sergileri de anımsanıyor.
90’lı yıllarda İstanbul Bienalleri ile eşzamanlı olarak önemli yabancı sanatçıların sergileriyle de kapılarını açmış. 1995’te Berlin’deki Iris von der Tann galerisiyle ortaklaşa her yıl bir Türk sanatçısı Berlin’de, bir Alman sanatçısı da İstanbul’da sergi açmaya başlamış.
2011’de 35. yılını Bengü Karaduman, Burak Arıkan, Volkan Aslan, Alp Klanten, Elmas Deniz ve İz Öztat’ın kişisel sergileri, dialı söyleşileri ve performans gibi etkinliklerle bir yıl boyunca kutlamış. 40 yılda 205 sergiye ev sahipliği yapmış. Kâr amacı gütmeyen bir kurum gibi çalışmış. Sanatta öncü çalışmalara her zaman kapılarını açık tutmuş. O yıllarda sık sık “Maçka Sanat Galerisi kapandı” dedikoduları çıkmış ama Rabia Çapa 1989’da kız kardeşi Varlık’ı kaybetmesine rağmen galerisini yaşatmış.
Maçka Sanat Galerisi 40. yılını arşiv sergileri ile kutluyor. İlk arşiv sergisini Füsun Onur gerçekleştirdi. “Siz de Bilirsiniz”de Füsun Onur, bir bulmaca aracılığıyla MSG’nin tarihine odaklanmış, “Kimler geçti bu galeriden” sorusuna cevap aramıştı. İz Öztat, “Sorulara Cevap Vermeyi Tercih Ediyorum” adlı sergisinde sanat dünyasından ve kendi arkadaşlarından 20 kişiyi “sorguya” almış, o kayıtları sergilemişti. Son sergi de Serhat Kiraz’ın 11 Ekim’de başlayan 12 Kasım’a kadar sürecek olan “Görüntü Düzlemi”. Galeriye dair sesler ve görüntülerden oluşan belleksel bir yolculuk olarak tanımlanıyor.
Bu arşiv sergileri aynı zamanda galerinin resmen kapanışının da habercileri. Maçka Sanat Galerisi kasım ayında kapanacak. 40 yıldan geriye kalan ve bir süredir derlenen arşivi Koç Müzesi’nde değerlendirilecek. Sanatçı giysileri, sanatçıların yaptığı takılar, sanatçı dosyaları, kitaplar, ses kayıtları ve görüntülerden oluşuyor arşiv. Türkiye’nin çağdaş sanat tarihinin önemli belgeleri olarak araştırmacılara sunulacaklar. Galerinin kırk yılını anlatan bir kitap da yayımlanmak üzere.
40 yıl bir açıdan uzun bir süre. 205 sergi, kataloglar, etkinliklerle dolu dolu geçmiş. Bir açıdan da kısa. Galeri yeni kuşaklara aktarılmamış oluyor. Oysa Türkiye’nin bu tip kalıcı sanat kurumlarına ihtiyacı var. Ama kişisel özverilerle, yatırımlarla da bir yere kadar gitmek mümkün. Hele son yıllarda yaşanan siyasi ve ekonomik krizlerin öncelikle sanat ortamını etkilediğini düşünürsek. Birçok sanat galerisinin kendi yağıyla kavrulamadığı, kapanma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu, kapandığı biliniyor.
Yine de Maçka Sanat Galerisi’nin 1976’dan bugüne gerçekleştirdiklerine, açtığı sergilere, yayınlarına bakınca kapanmasına üzülmemek elde değil. Rabia Çapa ve Varlık Sadıkoğlu kendi sermayeleri ve emekleri ile Türkiye sanat ortamına önemli bir katkıda bulundular, Maçka Sanat Galerisi bir sanat merkezi olarak önemli bir işlev gördü. Eksikliği hep hissedilecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları