‘Sayın Bahçeli, biz faşizmi sizin kadar bilmeyiz!’

04 Kasım 2016 Cuma

Devlet Bahçeli’nin Cumhuriyet’e yönelik haksız ve mesnetsiz gözaltılar karşısında iktidarın yanında, üstelik kraldan çok kralcı bir üslupla tavır alışı, beni bu yazının başlığında yer alan, altı yıl önce sarf edilmiş bir ifadeyi hatırlamaya yöneltti.
Şimdi kraldan çok kralcılaşmış Devlet Bahçeli’ye hitaben kullanılmış bu sözlerin sahibi kim mi?..
Devlet’in “Kral”ı!..

***

2010 yılı Şubatı’nda o dönemin başbakanı Erdoğan, AKP grup toplantısında yaptığı konuşmada Meclis’te “Ak Partililer bizim sıralarımıza bir metreden fazla yaklaşırlarsa görürler” diye babalanmış MHP liderine karşılık verirken kullandı bu ifadeyi…
Konuşmasında muhatabını “tıp dünyasındaki kişilere havale eden” Erdoğan, kendisinin faşizmi bilmediğini de söyleyen Bahçeli’ye yönelik şu unutulmaz sözleri sarf etmişti:
“Evet, Sayın Bahçeli, biz faşizmi sizin kadar iyi bilmeyiz. Çünkü faşizmle ilintimiz, bir bağlantımız yok. Ne olur şunu bir anlatın! Faşizmin özelliklerini bir açıklayın da sizin nasıl bir zihniyete sahip olduğunuzu daha iyi anlayalım. Yaptığınız yazılı açıklamalarda savurduğunuz tehditlerden, ettiğiniz hakaretlerden, sergilediğiniz kavgacı anlayıştan tahmin edebiliyoruz. Çünkü siz, hem teorisyenisiniz, hem bu işin pratisyenisiniz.”

***

Heyhat dünya!..
Keser döndü sap döndü, gün geldi hesap döndü ve Bahçeli, aldı o “teori ve pratiği”ni, Saray’a çıktı ve biz şu an bu satırları yazarken Erdoğan’la baş başa görüşmeye oturdu.
Herhalde Erdoğan’ın ona 6 yıl önce “Sizin kadar iyi bilmeyiz” dediği her şeyi anlatacaktır.
Ve ihtimal, şu nev’i şahsına münhasır Türk tipi başkanlık sisteminin yapı taşlarının döşenmesine böylece yardımcı olacaktır!..
O halde bir zamanlar sanki yergi gibi sarf edilen bu sözler; “Biz faşizmi sizin kadar iyi bilmeyiz”
Belli ki içten içe aslında “Sizden öğreneceğimiz çok şey var” şeklinde bir yakarı imiş!..

***

Şimdi kimin kimden neyi öğreneceğini görme vaktidir.
Ve bilmediğini öğrenmek, Erdoğan kadar Bahçeli’nin de hakkıdır.
Bitmiş bir siyasi liderliğin uzun ölümü”nü yaşamakta olan MHP başkanı da tarihe “Başbuğ”dan aldığı bayrağı “Reis”e teslim eden kişi olarak geçmek üzere yöneldiği yeni mecrada hiç mi hiç bilmediği bir şeyi öğrenme fırsatı bulabilir.

***

Cumhuriyet’e yönelik operasyonu adeta “Bir tekme de benden” dercesine onayladığı konuşmasında…
“Özgürlük demek millete küfretmek değildir. Özgürlük demek maneviyata sataşmak, mukadderata [galiba “mukaddesat” olacak!] saldırmak hiç değildir” diyen MHP başkanı…
Bu konuda bilmediğini öğrenmek için yeni kucaklaşıp hemhal olduğu bünyeye baksın!..

***

Cumhuriyet, ne millete küfrü, ne maneviyata sataşmayı, ne de mukaddesata saldırmayı teşhis için doğru adrestir. Bahçeli’ye “Başka kapıya” denilecek yerdir.
Oysaki “siyasi bitkisel hayatı”nı uzatma yolunda şimdi kaynaştığı dünyanın “teori ve pratiği”nde aradığını bulabilir o...
Mesela orada Kur’an’ı “Bakara-Makara” diye makaraya alanları duyabilir.
Bu milletin a……. koyacağız” diyen yandaş işadamlarını fark edebilir.
Vatandaşa “Ananı da al git” diye atılmış hakaretamiz fırçaları anımsayabilir...
Ve işte Türk tipi başkanlık sisteminin de harcı, böylesi karşılıklı birbirinden öğrenme sürecinden karılabilir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları