Çiğdem Toker

Murat’a mektup

13 Kasım 2016 Pazar

Sevgili Murat,
Ziyaretinize gelen CHP milletvekilleri ilk mesajlarınızı paylaştı. Senin sade, küçük bir not defteri sayfasındaki el yazını okurken o içeriğin, sana ve savunduğumuz değerlere ne kadar yakıştığını düşündüm.
200’ü aşkın gazeteci, Necmiye Alpay, Aslı Erdoğan gibi yazarlar, HDP’li vekiller cezaevindeyken yalnızca kendin için özgürlük istemediğini söylüyor, bütün düşünce ve fikir suçlularının barışçıl demokratik bir Türkiye için en kısa zamanda özgürlüklerine kavuşmasını diliyordun.
1. sayfa hazırlarkenki manşet spotu özeniyle yazdığın bu kısa mesaj, memleketin cümle derdini özetliyordu. Üstelik, 370 dernek bir cümleyle ve bir gecede kapatılmamıştı daha. İnsani değerlerin kaybolmaya; ortak yaşama zemininin altımızdan kaymaya başladığı, zorbalığın yayıldığı bu dönemde, meşru arayışların kıymeti büyük.

Anayasa Çalıştayı
Ancak yaşatılanların ağırlığıyla olsa gerek, dün sabah CHP’nin düzenlediği Anayasa Çalıştayı’na giderken, birçok soru dönüp durdu zihnimde. İşi ve hayatı siyaset olan herkes, şu soruların cevabını vermeliydi:
- Ülkenin üçüncü büyük partisinin genel başkanları, milletvekilleri anayasa iyi olmadığı için mi tutuklanmıştı?
- Çocukların güvenli ortamlarda büyüyüp eğitim görmesi için didinen Gündem Çocuk’un da aralarında yer aldığı 370 derneğin bir gecede kapatılmasının nedeni iyi bir anayasamızın olmaması mıydı?
- Kapısı kırılarak girilen büroda, özel harekât polislerinin avukatlara fiziki şiddet uygulayabilmesinin nedeni anayasadaki falanca madde eksikliğinden miydi?
- Ya ülkenin yapıtları onlarca dile tercüme edilmiş edebiyatçılarının, dünya çapındaki çizerlerinin, sayıları 142’ye ulaşan gazetecilerinin aylardır cezaevinde olmasının nedeni? Onun da mı müsebbibi anayasaydı?

Anayasal sınırlara çekilmek
Neyse ki yalnız değildim. Bir kısmında bulunabildiğim ve ilginin yüksek olduğu Çalıştay’da da bu sorular tartışıldı. Farklı sözcüklerle de olsa CHP yönetimi ve akademisyenlerin de sorduğu sorular, şu önermede buluşmuş görünüyor:
Temel sorun, anayasanın yetersizliği değil; başkanlık sistemi ambalajında dayatılan tek adam rejimi, fiili durumun anayasal çerçevede oturtulması ve mevcut iktidarın meşru anayasal sınırlara çekilmesi gereği.
Çalıştay’ı düzenleyen CHP hukuk işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da bu tespiti tekerlekli sandalye ile geldiği kürsüde dile getirdi. 20 Temmuz’dan itibaren darbe hukuku inşa edildiğini vurguladı.
“Suiistimalci Anayasa” kavramını anlatan Prof. Bertil Emrah Öder, eğer yeni bir anayasa yapılacaksa, Cumhurbaşkanı’nın cezai sorumluluk mekanizmasının bugün gibi kalmaması, netleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Mevcut sistemin cumhurbaşkanlarının görevi kötüye kullanmayacağı, yozlaşmayacağı gibi erdem ölçüsü olarak tanımlanması nedeniyle sorun ürettiğini kayda geçirdi.

Bombalanan Meclis’i kimler onarıyor
Türkiye’nin 15 Temmuz’a kadarki darbeler tarihinde Meclis’in bombalandığı görülmemişti. Gülenci cuntacı askerlerin bombardımanı sonucu en büyük hasarı ana binanın gördüğü TBMM’de onarım süreci başladı.
TBMM Başkanlığı ile GYODER (Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) arasında 24 Ağustos’ta bir protokol imzalandı. Protokole göre onarım giderleri, dernek üyesi 32 şirketin oluşturduğu 50 milyon TL’lik fondan karşılanacak.
Gelgelelim, bombardımanda en büyük hasarı ana bina görmesine karşın, Ağa Han mimarlık ödülü almış olan eski Halkla İlişkiler Binası da yıkılıverdi.
Yıkıntı alanında şimdi bir afiş asılı: “Milletin Meclisi’ni Millet Yapar” İmza
CHP Milletvekili Ali Şeker, GYODER’i oluşturan şirketlere mercek tutuyor.
Astay Gayrimenkul, Ağaoğlu, Torunlar, Kuzu Grup, Kiptaş, AkZirve, DKY İnşaat (Dumankaya ortaklığı) Ege Yapı, Ortadoğu Grup, Kiler GYO, Mar Yapı. Astay Gayrimenkul –Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul’un siluetini bozan “16:9” isimli inşaat için “tıraşla” dediği, ancak tıraşlamadığı için küstüğü şirket.
Ağaoğlu “FETÖ’cü savcı” Zekeriya Öz’ün Dubai tatil masraflarını karşılayan şirket.
Torunlar - Mecidiyeköy’deki 10 işçinin öldüğü rezidans inşaatında meydana gelen asansör faciasında adı geçen ve yoksullara kamu kaynaklarından dağıtılan bakliyatın ana tedarikçilerinden biri.
DKY İnşaat - Dumankaya Grubu’nun bir ortaklığı. Şeker, Dumankaya’nın altı ortağının mal varlığına protokolün yapıldığı 24 Ağustos’ta el konulduğunu anımsatıyor.
Ortadoğu Grup – Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eniştesi Ziya İlgen’in ortak olduğu şirket
Kiler - Eski AKP Bitlis milletvekili Vahit Kiler’in şirketi.
Ali Şeker, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na 1 milyar 970 milyon TL harcandığını anımsatarak, şöyle diyor:
78 milyonun Meclis’i sanki 40-50 milyon lirayı bulamıyormuş gibi, bu şirketlerin bozuk sicillerini ve imajlarını düzeltme için kullandırılıyor. Yüce Meclisimizin bu duruma düşürülmesini kınıyorum.”

981 milyon TL’lik bütçe
Ali Şeker hiç haksız değil. Şu anda TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2017 bütçe tasarısı görüşülmekte. Geçen hafta TBMM Başkanlığı’nın kendi bütçesi ele alındı. Meclis, 2017 içih 981 milyon TL ödenek istedi ve kabul edildi.
15 Temmuz darbesinden, maddi ve manevi anlamda bu kadar ağır bir hasarla çıkmış TBMM’ye gerçekten “Bu millet” neden 50 milyon TL bütçesinden ödenek tahsis edemiyor?
GYODER şirketlerinin oluşturduğu havuzun ardında bilmediğimiz bir hesap mı var?
“FETÖ’cü” etiketiyle ödetilen bedellere bakıldığında, Meclis’i onaran şirketlerin “iltisak” durumu ise hakikaten ibretlik.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları