Bu kadar özgürlükten gına geldi

13 Kasım 2016 Pazar

“Türkiye hiç bu kadar özgür olmamıştı” dedi Tayyip Erdoğan... İşte güzelim vatanımız Türkiyemiz, şimdiye dek hiç olmadığı kadar özgür olduğu içindir ki, bugün gazetemizin yazarları, çizeri, avukatları hapistedir. Sayıyla 142, yazıyla yüz kırk iki yazar ve gazeteci hapistedir... 170 yayın organı, 370 dernek kapatılmış, 2.500 gazeteci işsizdir.
Türkiye hiç bu kadar özgür olmadığından, her gün gazeteye giderken, bizim sokağın iki ucunda, iki insan boyu barikatlar, TOMA’lar, polisler nöbet tutmaktadır.

Turhan Günay’sız kitap fuarı
“Türkiye hiç bu kadar özgür olmamıştı” dedi Tayyip Erdoğan...
35. Uluslararası TÜYAP Kitap Fuarı dün açıldı. Ve ben kendimi bildim bileli, gözbebeğimiz kitap fuarımız, ilk kez Turhan Günay’sız açıldı. Kitap Ekimizin yöneticisi Turhan Günay edebiyat dünyasının demirbaşıdır. Yangında ilk kurtarılacak olandır. Edebiyatımızın belleğidir. (Lokum insandır; şeker insandır, müzisyendir, türkü söylemekte üstüne yoktur.) Belleksiz ülkemizde, bellek neferidir.
Artık Türkiye’de özgürlüğümüzün sınırı falan kalmadığından, bugünden başlayarak kitap fuarında sadece Turhan Günay için değil, başta Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay için de ve hüküm giymeden tutuklu tüm yazarlar ve gazeteciler için de okurlar ayakta olacak!

Kuçuradi onurumuz
“Türkiye hiç bu kadar özgür olmamıştı” dedi Tayyip Erdoğan...
Bu yılki fuarının onur yazarı, kitaplarıyla, eğitimciliğiyle söylemi ve duruşuyla ışık saçan bir felsefeci: İoanna Kuçuradi. Kitap ekinde Ali Bulunmaz’a verdiği yanıtlar dikkatle okunmalı. Her biri ders niteliğinde.
“İnsan hakları ihlallerinin temelinde bilgisizlik, cehalet var” diyor Kuçuradi.
Ben oldum olası, felsefe bilimiyle vicdan arasında bir yakınlık gördüm.
Eğer bu ülkenin savcıları, yargıçları bir nebze felsefe eğitimi almış olsalardı, Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay için ağırlaştırılmış müebbet hapis istenebilir miydi!!!
Ama artık Türkiye her zamankinden daha özgür olduğundan, evet isteyebiliyor!
Üstelik bunu, çeşitli kışkırtmalarla, milletin “İdam isteriz, idam isteriz” diye haykırdığı bir ortamda isteyebiliyorlar!
Ve bu ülkeyi yönetenler, eğer bir nebze felsefe eğitimi almış olsalardı, “özgürlük” kavramı ve algılaması çok farklı olabilirdi...

Amma çok özgürlük
“Türkiye hiç bu kadar özgür olmamıştı” dedi Tayyip Erdoğan...
Aynen öyle. Ama bir küçük sorun var: Bu kadar çok özgürlük, bellek yitimine de neden oluyor.
Bakın içeride Nazlı Ilıcak’ı unuttuk. Şahin Alpay’ı, Altan kardeşleri unuttuk... Neredeyse tüm yaşamını hapiste geçiren İlhan Çomak’ı, Seval Nişanyan’ı, Sedat Laçiner’i unuttuk...
Evet Türkiye hiç bu kadar özgür olmadığı için yeniden içeriden, hapishanelerden işkence kokuları yükseliyor.
Türkiye hiç bunca özgür olmadığı için cezaevlerinde intiharlar çoğalıyor ve gözaltı süresi 30 gün...
Hiç bunca özgür olmadığımız için her birimizin e-postaları mağduriyet mektuplarıyla kilitleniyor.

Yayınevlerinden ricamdır
“Türkiye hiç bu kadar özgür olmamıştı” dedi Tayyip Erdoğan...
Hapisteki Cumhuriyet yazarları, edebiyat klasikleri, sanat tarihi, şiir, müzik, felsefe, çevrebilim kitapları istiyorlar.
Türkiye çok özgür ama, siz ya da ben cezaevine kitap yollayamıyoruz. Ancak yayınevleri yollayabiliyor. Doğrudan tutuklulara değil, kitaplığa... Yayınevlerinden ricamdır: “9 No’lu Cezaevi. A/1 Blok. Silivri Kapalı Cezaevi Kütüphanesi” adresine kitap yollayın.
İnsanın içinden yetti gayri bunca özgürlük demek geliyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları