Çiğdem Toker

Tehlike geçti mi?

23 Kasım 2016 Çarşamba

Gazete görünümlü parti bültenleri, dün “büyük atlamıştı”.
Onlar “dahi”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taktik hamlesine hazırlıksız yakalandı. Erdoğan’ın, Anadolu Ajansı’na gece yarısı yaptığı açıklama baskıya yetişememişti. Birinci sayfalar en son Bakanlar Kurulu çıkışında Numan Kurtulmuş’un sözlerinde kalmış: “Geri adım yok.
Elbette, biata endeksli, maaşlarını korumak için karakter suikastı hedefleyen, yalan haberden tazminata mahkûm olanların, gülünç duruma düşmek gibi bir derdi de olamaz.
Ama galiba, kör kör parmağım gözüne gafil avlanmayı, onlar bile tercih etmezdi.
Geçmiş olmasın tabii. Zaten sorunumuz da bu değil.

***

Bizim, yani kız çocuklarının cinsel istismarını dert edenler için asıl mesele, tehlikenin geçmemiş olması.
Hemen belirtmeli ki, başka bir tercih imkânsızdı; iktidar, Erdoğan’ın pragmatist kritik hamlesinin sabahında, malum yasa teklifinde frene bastı.
Bu, önemli bir kazanımdır. Ancak yapılanı, geri adım atmak değil, “pause” tuşuna basmak olarak değerlendiriyorum. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “konunun kapandığını” söylemesine rağmen üstelik.
Bozdağ’ın ifadesi, teklifin Komisyon’a çekildiğini açıklayan Başbakan Binali Yıldırım’ın sözünden daha ilerideki bir durumu yansıtıyor.
Ancak bu net ifadeye karşın, AA ve TRT dilinde “erken evlilik” haline dönüşen cinsel istismarcılara af düzenlemesi, “uygun bir fırsat” için bekletilecektir.
Bu kuşku için, yeterli yakın tarih bilgisine sahibiz.

***

Belediyelere kayyım düzenlemesini hatırlayalım. TBMM tatile girmeden “torba kanun”la getirilen belediyelere kayyım düzenlemesi, itirazlar yoğun tartışmalar üzerine, sözüm ona mutabakatla torbadan çıkarılmıştı.
Ne yaptı AKP? Sahte bir uzlaşı havası yayarak muhalefetin tepkisini yatıştırdı. Dahası, bu uzlaşının sahteliğini, dört partinin ortak önergesine dönüştürerek pekiştirdi bile.
Fakat birkaç haftaya kalmadan, torbadan çıkardığını KHK’ye koyarak Resmi Gazete’de yayımladı. “Milli irade” sevdalısı AKP, hem belediyelere kayyımı OHAL KHK’siyle getirerek, planladığı rejimi bir kat daha yükseltti.
Hem de adeta bir tuzak kurarcasına Meclis’in tatile girmesini bekleyerek muhalefeti açığa düşürmüş oldu.
Bu teklifin yeniden gelmesi ihtimal dahilindeyse, cinsel istismarcının korunmasına karşı sergilenen direnci sürdürmek gerekiyor.
Bunun zemini parlamento olacaksa, hukuksal açıdan zihinsel karışıklık yaratabilecek ifadeleri olabildiğince sadeleştirerek kamuoyuna anlatmak gerekiyor.
Mesela, 15 yaşından küçüklere istismar uygulayanların evlilik halinde ceza almamaları ya da serbest kalmalarına, net biçimde karşı çıkmak zorundayız.
Yanı sıra, cinsel istismara küçük yaşta uğrayan kız çocuklarının, şimdi 18 yaşını geçse dahi sırf “namus kurtarmak” adına evlenmelerini kolaylaştıracak bir düzenlemeye vize vermek, istismarcıyı hoş görmek anlamına gelecektir.
Tehlikenin geçmediğini, bilakis düne göre arttığını düşündüren asıl nedene gelelim simdi:
Sivil toplum kuruluşları, sistematik biçimde kriminalize ediliyor. Daha dün OHAL KHK’si ile yüzlerce dernek kapatıldı. Gündem Çocuk bu derneklerin sadece biri ama çok önemli biriydi.
Teklifin çekilmesine, “konunun kapanmasına” bu koşullar altında sevinelim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları