Meriç Velidedeoğlu

‘Yeterince Özenle Hazırlanmamış!’

02 Aralık 2016 Cuma

Ülkeyi yönetenler için, oldukça yüz kızartıcı bir haftayı geride bıraktık.
“Tecavüz”e uğrayan “10-11” yaşlarındaki -kimi olaylarda daha da küçük- kız çocuklarını, tecavüzcüsüyle evlendirerek, gerek bu sapıklara gerekse cinsel istismara “af” getirecek “yasa” düzenlemesinin tartışılmasıyla geçti bütün bir hafta.
Meclis’te, uzlaşılmış dolaysiyle çıkarılmak üzere olan bir yasa tasarısına, “gece yarısı” yapılan bir “ekleme” ile “cinsel istismar”ı ve “tecavüzcü”yü ödüllendirecek olan bu “düzenleme” ağır eleştiriler sonucunda tasarıdan çıkarıldı.
Kuşkusuz bu “geri adım”, önergeyi veren “altı AKP” milletvekiline bir tokattır; “Adalet Komisyonu”na, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a, önergeyi canla-başla koruyan sözcü “Numan Bey”e de, kadınlarımızın gerçekten cesaretle yürüttükleri direnişin, dolaysiyle “kendinize gelin!” haykırışının bir “sonucu”dur.
“Şükran Soner”in, “korsan önerge” dediği bu ek önerinin, TBMM’de konuşulması sırasında, “STK”ların, özellikle “Cumhuriyet Kadınları Derneği”nin (CKD) Meclis’in çevresini sarma girişimini, onca engellemeye, baskıya karşın dirençle sürdürmeleri, kuşkusuz toplumsal geçmişimizde yerini alacaktır.
Ayrıca kadınlarımızın “Meclis”i kuşatma “nedeni” ile, tarihte yerini almış bir “kadın eylemi”nin nedenini karşılaştırmak, günümüzde ilginç olabilir.
“Antik” çağ Yunanistan’ının, “28” yıldır birbiriyle savaşan iki kentinin, Atina ile Isparta’nın kadınları, yıllar boyu eşlerinin, oğullarının ölmelerine artık dayanamayıp ortaklaşa bir kararla, kent meclislerinin de içinde olduğu (İçkale) “Akrapol”ü kuşatırlar, eşlerini uzaklaştırırlar, kutsal “Panteon”da saklanan devletin parasına el koyarlar, ta ki barış sağlanana dek.
Anımsanacağı gibi bu çağın ünlü yazarı Aristophanes’in, kadınların bu direnişini anlatan tiyatro oyunu günümüze dek ulaşmış, Türkiye’de de birçok kez sahnelenmişti.
Böylece bu iki direnişin nedenini -dün barış istemek, bugün ise küçük kızlara tecavüzü önlemek olduğunu- karşılaştırdığımızda, durumun ülkemiz için ne denli üzücü olduğu katlanarak belirir; hele bir de “çağdaşlaşma devrimi” yaşadığımız dikkate alınırsa...
Demek ki, “Dünya Çocuk Hakları Günü” ile “Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nün, bütün dünyada türlü etkinliklerle yoğun olarak kutlandığı “Kasım” ayının şu son haftasında biz, “cinsel istismara, tecavüzcüye af” sağlayan böylece “çocuk gelinleri” yasalaştıracak bir “yasa önergesini”, Meclis’ine getirip savunan -bir bakıma-“dünyadan bihaber” bir hükümetle boğuşup duruyoruz...
Üstelik dahası da var; devletin başındaki, yani “Cumhurbaşkanı” da, bu yasa önerisinin “yeterince özenle hazırlanmadığı” için geri çekildiğini, “meraklanmayın!” der gibi, gerçekten canı sıkılıp meraklananlara seslenip, onları yatıştırdı... Çünkü hükümetin bu geri adımıyla, İslam’da geçerli olan bir “kural”dan vazgeçiliyordu; dolaysiyle, “Referansımız İslamdır!” diyerek söz verdiklerinin rahat olmasını sağlıyordu, “laik, çağdaş bir hukuk devleti”nin Cumhurbaşkanı (!) olarak...
Evet, kadınlarımız ilk “hamle”yi, başarıyla püskürttüler; ama artık bu direnişi yalnızca izlemekle yetinen “kadın dernekleri” de, bir “karar” vermelidirler...
Alanlarda buluşmak üzere!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları