Hesap hatası

02 Aralık 2016 Cuma

Sevgili Güray,
Daha ne kadar tutacaklar sizi orada diye sormak abes kaçacak tabii ki. Ha bugün, ha yarın bırakılırsınız diye umutla bekliyoruz. Belki karar verecek olanlar ne yapacaklarını kestiremiyorlar. Dışarıya yansıdığı kadarıyla size yöneltilen suçlamayı belgeleyecek bir kanıt yok. Gazetenin reklamdan aldığı parayı Feto bağlantısı diye kanıtlamaya çalışmanın kimseyi ikna etmeyeceği aşikâr. Dolayısıyla bunun politik bir dava olduğundan kimsenin kuşkusu yok. Bir hesap hatası yapılıyor. Hesap hataları ise yapanlara yarar değil zarar verir.
Geçen akşam hep bunu düşündüm. Nadir yaşanabilecek muhteşem bir akşamdı. Senin de çok sevdiğin yazar Stefan Zweig’ın “Unutulmayacak Bir Anı”da “İnsanın yaşamında mükemmel gün ender olur’’ diye yazdığı gibi. Cumhuriyet’e Alternatif Ödül’ün verildiği akşamdan söz ediyorum. Işıl Özgentürk ve Zeynep Oral pazar günü etraflıca yazdılar. Geceden söz edecek değilim. Ama Vasa gemisine bakınca aklıma neler geldiğini yazacağım. Biliyorsun Vasa 1628’de sadece birkaç yüz metre yüzdükten sonra alabora olup batan bir savaş gemisi. Batmasının nedeni hesap hatası. O sırada Otuz Yıl Savaşları sürmekte. Kral çok hırslı. Hızla büyük bir savaş gemisi inşa ettirip, geminin iki katına yerleştireceği toplarla Polonyalıları pataklamak niyetinde. Acele işe şeytan karışır derler ya, mühendis aceleden olsa gerek deniz seviyesinin bayağı yukarısında kalan ikinci kattaki topların dengeyi bozacağını hesap edememiş. Yani hesap hatası ile hırsın sonu tam bir felaket. Titanik felaketinin nedeni de kaptanın itirazına rağmen patronun emriyle süratin artırılması değil mi... Hesap hataları ve hırsın yol açtığı felaketlere daha binlerce örnek sayabiliriz. Örneğin, İsveç’in eski İstanbul Başkonsolosu Ingmar Karlsson radyoda ABTürkiye ilişkilerini değerlendirirken Avrupa Parlamentosu’nun tavsiye kararını “aptallık’’ diye niteledi. Dahası AB’nin hesap hataları yüzünden 2005’ten bu yana Türkiye’ye yönelik sürekli yanlışlar yaptığını söyledi. Biraz kızgındı, AB’nin Türkiye’yi Şanghay’a adeta ittiğine işaret ederken, birkaç defa “aptalca, aptallık” diye bayağı veriştirdi Avrupalı politikacılara. Avrupalı politikacıları sen de çok iyi tanıyorsun. Çoğu gaza getiriliyor. Aslında birbirlerini kullanıyorlar.
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim’’ demişler ya. Politikacıların kimlerle içli dışlı olduğunu görünce anlıyorsun zaten niyetlerini. Yani yol arkadaşı seçerken de hesapçı olmadan hesap etmek gerekiyor. Kısacası dünyanın hali berbat. Bu politikacılarla daha iyi olacağı da yok. Ne demişti Eflatun: “Ancak krallar filozof ya da filozoflar kral olursa, toplumlar mutlu olabilir.’’

Uexkull ile sohbet
Biraz iç açıcı şeyler yazayım. Alternatif Nobel Ödülü’nü veren vakfın kurucu başkanı Jacob von Uexkull ile biraz sohbet ettim. Hayatını daha iyi bir dünya kurulmasına adamış biri Jacob. Zaten vakıf da o felsefeye uygun çalışanları ödüllendiriyor. Anlattığına göre ABD’den Japonya’ya kadar birçok ülkede bu yolda çalışanlarla bir iletişim ağı kurulmuş. Siyasetin kısırdöngüsünde yıpranmak yerine enerjilerini insanları aydınlatmaya harcıyorlar. Ayrıca eğitime de yönelmişler. Birkaç ülkede lisans üstü öğrencileri için kampuslar oluşturulmuş. Lisans üstü öğrencilerini araştırmaları sırasında yol gösterici olsunlar diye ödül kazananlara da yönlendiriyorlar. Cumhuriyet de artık ödül sahibi olarak başvurulacak bir kurum durumunda.
Bir sohbetimiz sırasında siyaset felsefemizde ekolojik sorunların öne çıkması gerektiği yolunda düşüncelerimi anlatmıştım. Çıksanız da beyin cimnastiğine devam etsek. Umarım hesap hatası yapanlar düşünen insanları esaret altında tutmanın hem kendilerine hem ülkeye zarar verdiğini kavrarlar da özgürlüğünüze kavuşursunuz. Yoksa hesap hatalarının bir de rezil olma faslı var. Görkemli Vasa gemisine bakanlar mühendisi hiç hayırla anmıyorlar.
Hepinizi kucaklıyorum. Sevgiler
Osman İkiz  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları