Neye dönüşüyor?

05 Aralık 2016 Pazartesi

Türkiye, devletiyle ve ekonomi politikasıyla tarihsel ve derin bir dönüşüm geçiriyor.
Ancak bu dönüşümün niteliği, demokratik süreçler işlemediğinden toplum tarafından yeterince ve doğru görülemiyor.

Devlet dönüşüyor!
Ülkenin kamu yönetimi yapısının köklü bir biçimde dönüştürülmesi süreci 1 Aralık’ta AKP ve MHP’nin üzerinde anlaştıklarını açıkladıkları, ancak ayrıntılarını bir türlü bu susturulmuş kamuoyuna bile açıklama duyarlılığını gösteremedikleri anayasa değişikliğiyle tamamlanıyor.
Tamamlanıyor diyoruz çünkü devletin dönüştürülmesi özellikle 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği; uydurma Ergenekon ve Balyoz davalarıyla büyük bir ivme kazanmış, 14 Ağustos 2014’te cumhurbaşkanının halkoyuyla seçilmesi ile de fiilen tamamlanma dönemine girmişti.
Sonrasında devlet, hukuku, eğitim ve yönetimiyle öyle hızla dönüştü ki, sosyal devletin yerini tarikat ve cemaatlerin mutlak egemenliği aldı; 15 Temmuz darbesi böyle geldi. O kadar ki devlet, geçen hafta 11 çocuk ve bir eğitmenin cemaat yurdunda yandığı Aladağ’da, ailelerden çocuklarını tarikat yurtlarına göndermelerini isteyecek kadar onlara bağımlılık noktasına gelmişti.
Devletin nereye doğru evrildiğini, 2 Aralık günü akademik yılının açılışı Cumhurbaşkanı tarafından yapılan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin öğretim üyesi Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’ın 29 Kasım’da Yeni Şafak’ta yazdığı İslami düşünce açısından başkanlık sistemi başlıklı yazısı açıklıyor:
Türkiye için en iyi çözüm olabilecek ve kendimize özgü diyebileceğimiz Başkanlık sistemi, halkın genel başkan gibi olduğu bir Başkanlık sistemidir. Bu... erdemli bir yönetim anlamında, Hikmet Başkanlığı olarak da ifade edilebilmektedir. Böyle bir Başkanlık siteminde halk, devletin ve Devlet Başkanının Dostları olarak görülmektedir. ... bu tarz bir Başkanlık sisteminde Başkan, Dünya ve Ülke sorunlarıyla başa çıkabilen bir Doktor olarak değerlendirilmektedir...
Başkan, aynı zamanda, tüm insanlığı ve mahlûkatı yaşatmak isteyen, insana can veren, ruh üfleyen ve yeni bir diriliş muştulayan Diriliş Başkanı olacaktır... Bilge Başkan, Hakîm Başkan veya Hikmetli Başkan olmuş olacaktır.
Yorum az sonra!

Ekonomi politikası da dönüşüyor!
Kendisinden önce hazırlanmış olan bir ekonomi programını virgülüne dokunmadan uygulayan AKP iktidarı, zamanla, başta kamu ihale düzeninin delik deşik edilmesi; bağımsız düzenleme ve denetleme kurumlarının tamamıyla hükümete bağlanması; Sayıştay’ın yetkilerinin budanması ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığının devamlı saldırı altında tutulması yoluna giderek o programın öngördüğü kurumsal yapıdan ve hukukun üstünlüğü kavramından tamamıyla uzaklaştı.
Bu uzaklaşma sendikal hakların, basın özgürlüğünün ve üniversite özerkliğinin yokluğu ile tamamlanıyor.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi ülke içinde yoğunlaşan terör; Suriye’deki savaş; önce Rusya şimdilerde de AB ile girilen gerginlikler, her zaman güven ortamı arayan yabancı sermayeye endişe veriyor.
Yalnızca sermaye sahipleri için değil giderek sıradan yurttaş için de korkutucu olan bu durumda, yine teğet geçecek, merak etmeyin; dolarlarınızı bozdurun, TL’ye ve altına geçin çağrılarının yapılması hiç de etkili olmuyor. Dolar 3.50 TL’yi de arkada bırakarak uçuşa kalkıyor. Dolar uçtukça halkın alım gücü yere çakılıyor.
Devletin ve ekonominin dönüşümünün mimarı Cumhurbaşkanı tam bir çaresizlik içinde faizi düşürmekten başka çaremiz yok diyecek noktadadır. Bu nokta Prof. Arıcan’ın başkan tanımına hiç ama hiç uymuyor!
Sonuçta devlete de, ekonomiye de, yurttaşa da çok yazık oluyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları