Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar...

09 Aralık 2016 Cuma

14 yıllık AKP iktidarı, ilk 10 yılını “Türkiye 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde olacak” söylemi ile geçirdi. Baktı en küçük bir silkinme yok; üstelik orta gelir tuzağına takılıp kaldı, son 5 yıl vitesi “bizim ekonomimiz gayet iyi” moduna taktı. “Kriz kapıda” diyenler hain oldu. Şimdi ise krizin tam ortasındayız. Ama görünen o ki hâlâ gerçek ders çıkabilmiş değil. Vites ise bu kez “panik” modunda. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar hep bir ağızdan “vatandaş dolarını bozdur, TL’ye geç” söyleminde. Ulusal paramız birden gözde haline geldi. Tabii doğru, ama ekonomiyi düze çıkarmak için yeterli mi? Hayır.Önce şunu görmek gerekiyor. Bugün gelinen nokta AKP iktidarının bugüne kadar izlediği yanlış ekonomi politikalarının bir sonucudur. Bir düşünün, tüm bunlar 2002 yılı öncesinde yaşanıyor olsaydı. Televoleci ekonomistler ekranların baş köşelerine kurulur, hükümet bugüne kadar çoktan istifaya çağırılırdı. Ama bir süredir bambaşka bir dönemin içindeyiz; post-truth ya da Türkçe meali ile yalanı gerçek gibi gösterme dönemi. Dolayısıyla toplumsal algı sürekli ekonomi ile ilgili gerçekleri hasır altı edecek şekilde kurgulandı. Ve ekonomiyi bu hale getirenler baş tacı. Gözler, yeni inşaatlarla, AVM’lerle, insanları elde ettikleri gelirin çok üzerinde ve borçlanarak tüketmeye yöneltmekle boyandı. Kurgu, üretim değil tüketim ekonomisi üzerine kuruldu. Düşük profilli üretim/ihracat yapısını değiştirecek gerçek bir dönüşüm sağlanamadı.
Peki, doğru ekonomi ne? Defalarca yazıldı bu köşede, bir kez daha vurgulayalım: teknoloji geliştiren ve uygulayan, dış bağımlılığı az, üretim yapan ve ürettiğini satabilen, istihdam yaratan bir yapının oluşturulması. Buna uygun sanayi ve eğitim politikalarının yaşama geçirilmesi.
Sanayi: Evet Ar-Ge destekleri ve teşvikler verildi ama kat edilen yol arpa boyu. O zaman durup düşünmek lazım. Gerçekten parasal teşvik mi? Bu bize teknoloji geliştirme garantisi veriyor mu? Neden ileri teknolojilerde yerli alım bir türlü tam olarak yaşama geçirilemiyor? İhracatımızdaki yerli payı hayli küçük. Ara malı, ucuz Asya ülkelerinden gelince kimse üretime soyunmuyor. Biliyor musunuz, bırakın yüksek teknolojiyi bir an; her gün milyonlarca insanımızın kullandığı diş macunu bile ithal. Yerli üretim diş macunumuz yok. Neden üretken yatırımları engelliyor, mevcutları iyileştirmek yerineçalışmaz hale getiriyoruz? Örneğin kritik bir sektör olan petro kimyada önemli bir güç olan Petkim’i özelleştirdik. Peki ne oldu, gerekli yatırımlar yapılabildi mi? Hayır. Sadece
o gün için kasaya para girdi. O kadar. Nereye harcandı? Meçhul.
Sonuç: Düşük Ar-Ge, düşük verimlilik, düşük rekabet gücü, yetersiz patent sayısı ve düşük inovasyon.
Eğitim: Gelelim eğitime... Çünkü biraz önce bahsettiklerimizin yaşama geçebilmesi için bilgiye, kol gücü yerine beyin gücünü kullanan insana, o insanları yetiştirecek, yaratıcılıklarının önünü açacak, doğru akademik kurumlara ve eğitim sistemine ihtiyaç var. Eğitimde geldiğimiz nokta ise içler acısı. OECD’nin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Raporu PISA 2015 sonuçları açıklandı biliyorsunuz. Fen, matematik ve Türkçede 2003’ün bile gerisine düşmüşüz. Peki, bu çocuklar dünya ile nasıl rekabet edecek? Keza üniversitelerin büyük çoğunluğundan mezun olan gençler? Yetkinlikleri kısıtlı, yabancı dilleri çok zayıf; iş bulma umutları kırık. Bugün dünya, Batı ülkelerinin başı çektiği endüstri 4.0’a yöneldi. Bu ise robotlar, sensörler, akıllı kentler, sürücüsüz araçlar, insansız fabrikalar demek. Biz ise mühendisler yetiştiriyoruz, mühendislik yapmayan...

Sonuç peki?
Doların fırlaması ile kriz dillendirilmeye başlandı. İyi de oldu, en azından kafalar kumdan çıktı. 14 yıllık iktidarı süresince çekirge bir sıçradı, iki sıçradı... Üçüncü sıçrama, sadece dolarları bozup TL’nin değerini arttırma ile sınırlı kalırsa toptan ülkece çakılacağız. Keşke bugün Cumhurbaşkanı’nın bir lafı ile dolar bozdurmada ilan edilen ulusal seferberlik, eğitim ve sanayi politikalarında da gerçekleşebilse... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları