PISA neyi ölçüyor?

12 Aralık 2016 Pazartesi

PISA, uluslararası eğitim düzeyi değerlendirme sistemi.
Türkiye’nin de katıldığı bu sistem dünya ölçeğinde ortaöğretim düzeyi öğrencilerinin üç alanda durumunu saptıyor:
Matematiksel düşünme becerisi,
Fen bilimlerini kavrama,
Okuduğunu anlama ve anlamlandırma.
Her üç alanda da bizim öğrencilerimiz ortalamanın altında kalıyordu.
2015 yılında ise her üç alanda da ciddi gerileme var.
70 ülke arasında sıralama yıllara göre şöyle:

AKP’nin 14 yıllık iktidarında her üç alanda da ciddi gerileme yaşanıyor.
Her üç alanda da 35. sıradan 50. sıraya gerileyen bir durum var.
Eğitimciler bu durumu “ezberci eğitim”e bağlıyorlar. Genelde haklılar. Ancak sorun bundan çok daha derinde yatıyor.
Ezberci eğitimi -ben de dahil- çok eğitim düşünürü eleştirdi.
Ama bu 14 yılda çok daha farklı bir dönüşüm oldu:
Tarikatlar eliyle yapılan dinsel eğitim, öğrencilerin zihinsel becerilerini çok olumsuz etkiledi.
Yazın açılan Kuran kursları sadece din ve Kuran eğitimi olmadı.
İnanç dışında olan her şeyi öğrencinin zihninden uzaklaştırdı.
İmanı öğretirken bilimi, sanatı öğrenimin dışına itti.
Siyasal iktidar her söyleminde “dindar ve kindar gençlik” hedefini gösterdi. Arapça, Osmanlıca, İslam tarihi, İslam inancı eğitimin en büyük hedefi yapıldı.
Böylece;
Soru sorması yasaklanmış,
Tartışması engellenmiş,
Farklı düşünmesi suçlanmış,
Karşı çıkması dışlanmış bir öğreti, eğitimin temeli yapıldı.
Köy Enstitüleri kapatıldı.
Köy Enstitüleri neden kapatıldı?
Çünkü, bu sistemde yetişen ve yetişecek olanlar:
Soru soruyorlardı.
Tartışıyorlardı.
Farklı düşünmeleri destekleniyordu.
Karşı çıkmaları suçlanmıyordu.
Böyle yetişecek insanlar, toprak ağalarının, emek sömürücülerinin, iktidar yağmacılarının işine gelmedi.
Köy Enstitüleri Demokrat Parti döneminde kapatıldı.
Demokrat Parti, Adalet Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi gitgide dini kimliği artarak temsil eden sağcı partilerdir.
Artık siyasal iktidar dinci kimliğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bu durumda PISA değerlendirmesinden ne bekleyebilirsiniz?
Bu durum bile 93 yıllık Cumhuriyetten henüz kalanlar sayesindedir.
Bu gidişle Trinidad Tobacco ile Katar arasında bir yer almamız şaşırtıcı olmaz.

***

PISA, bileni değil, düşüneni değerlendiriyor.
Bilmeyi değil, bilgiyi kullanmayı ölçüyor.
Seçenekleri fark etmeyi, seçenek üretmeyi arıyor.
Bellemeyi değil, tartışan düşünceyi önceliyor.
Hadi bunlar eğitiminizde yok.
Hukukunuzda var mı?
Yargıcınız var, savcınız var, kanunlarınız var, Saraylarınız var ama ADALETİNİZ YOK.
Şimdi anlaşılıyor mu, Cumhuriyet tutuklularının neden Silivri’de oldukları?
Akın Atalay’ın, Murat Sabuncu’nun, Kadri Gürsel’in, Güray Öz’ün, Hakan Kara’nın, Turhan Günay’ın, Musa Kart’ın, Önder Çelik’in, Bülent Utku’nun, Mustafa Kemal Güngör’ün neden yattıklarını PISA araştırması ortaya koyuyor.
Çünkü, itaat etmiyor, düşünüyorlar.
Çünkü, boyun eğmiyor, soru soruyorlar.
Çünkü, tartışıyorlar, eleştiriyorlar.
Çünkü, bildiklerini aktarıyor, düşüncelerini yazıyorlar.
Suçlular, çünkü iktidar yalakası olmuyorlar.
Suçlular, çünkü uygarlar.
Eyyy PISA!
Anlayana ne çok şey anlatıyorsun.
Bir kültür turnusolu gibisin.
Anlamayana da yerini bildiriyorsun.
Daha ne olsun?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları