Tüm bombalar; bir hiç uğruna ve bir hep uğruna

14 Aralık 2016 Çarşamba

Terör...
Nasıl başladığı ve nasıl bittiği asla kayda geçmeyen hayalet bir iklimdir.
Gerektiği zaman birdenbire belirir;
İşi bitince yine birdenbire ortadan silinir.
Sonra...
Yıllar sonra, sulh zamanlarında, itiraflar başlar.
Yirmi yıl öncenin teröristleri, derin devletlerle ve siyasilerle ve türlü türlü pisliklerle nasıl işbirlikleri yaptıklarını televizyonlarda, gazetelerde tane tane anlatırlar.
Karanlık cinayetler, kalleş oyunlar, umulmadık ortaklıklar...
Teröre çanak tutan, olan biteni görüp de susan, sisli ortamdan nemalanan dönemin korkunç siyasileri;
Emniyet müdürleri, askerleri, istihbaratçıları...
Hepsi bir bir dökülür itirafçıların kanlı ağzından.
...
Bugünün karanlık oyunlarını da gün gelecek korkunç bir masal dinler gibi dinleyeceğiz.
Aslında halihazırda bildiklerimizi, çok ama çok kan döküldükten sonra, yeni baştan öğreneceğiz.
Onca itiraf var yakın tarihimizde, onca görünen köy, onca adı konmuş plan program, onca takıyye, onca hile.
Hepsini biliyoruz, buna rağmen yine de her şeye sessiz kalıyoruz.
O patlamada... bu patlamada...
Onun ya da bunun bombasıyla...
Bir anda...
Ölen... Öldürülen...
Sizden, bizden ya da onlardan olan... onca insan;
Bu sessizlikte...
Yine derine... Çok derine...
Devletin, iktidarın, ahlakın, politikanın, büyük küçük oyunların, dolapların, ekonomik hesapların, eski ve yeni ideolojilerin, insanı hiçe sayan ve hayatları felakete bulayan uluslararası çıkarların...
Derinine... en derinine...
Öncekilerin üstüne, sonrakilerin altına... gömülecekler.
Sahneye ardı ardına çıkan ve rolünü mükemmel oynayan teröristler, bir alev topuna dönüşüp kendileriyle birlikte ülkeyi de havaya uçuruyorlar, akılları da.
Kollarımızın arasında yığınla ceset;
Başımıza gelecekleri aklımıza ziyan bir şuursuzlukla ve öfkemize tezat bir metanetle bekliyoruz.
O bombalar neden patlıyor ve neden her seferinde insanlar... yanı başımızdaki insanlar, paramparça olup üzerimize, kalbimize, istikbalimize yağıyor;
Aslında hepimiz bal gibi de biliyoruz.
Bu ülke;
Her şey eskisinden daha da kötü olsun diye...
Cumhuriyet tarihe gömülsün diye...
Yerine dini prensiplerle işleyen bir sistem kolayca kurulsun diye...
Tarikatlar, cemaatler devlet katında resmen yer alsın diye...
Halkları birbirine hep düşman kalsın diye...
Basın özgürlüğü bir daha hiç olmasın diye...
İnsan hakları tamamen ve resmen yok sayılsın diye...
Özgürlük ve barış hayalleri külliyen yalan olsun diye...
Tek adam, o adam, başa, en başa, bir başına geçsin diye...
Bu coğrafya daha uzun süre için için kaynasın diye...
Silahlar daha susmasın, savaşlar daha kesilmesin, düşmanlıklar daha bitmesin diye...
Vicdanımıza, aklımıza ve başımıza... başımıza... gümbür gümbür yıkılıyor.
Gelmiş geçmiş tüm bombalar;
Bir hiç uğruna ve bir hep uğruna.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları