Terör ve ‘nefret koalisyonu’

20 Aralık 2016 Salı

PKK’nin, Dolmabahçe’deki saldırısından bir hafta sonra Kayseri’de gerçekleştirdiği menfur terör eylemi ve sonrasında, hem Kayseri’de hem de ülkenin diğer kesimlerinde sokağa yansıyan tepkiler, artık birbirinden farklı, ama doğuracakları sonuç kaçınılmaz olarak aynı olan iki tip terörist olduğu gerçeğini gözler önüne serdi.
İlk tip terörist PKK militanları arasından devşirilmektedir. Amaçları belli eylemler koyuyorlar; eylemleri birer, kimi zaman da son olayda olduğu gibi birden fazla mesaj da içeriyor. Soğukkanlı davranıyorlar. En büyük itileri olan yüreklerindeki nefreti kökleştirmek için, beyinleri yıkanmıştır. Yalnız etnik ayrımla güdülenmiş değillerdir, saplantılarına karşı duranları, ister Türk olsun ister Kürt, yok etmeye hazırdırlar.
Amaçları Türkiye’yi parçalamaktır. Bunca cana ve kana karşın, bugüne kadar yaşananlar, terör yoluyla bu amaçlarına ulaşamayacaklarını kanıtlamıştır.
Hendek eylemleri de onlar açısından hüsranla sonuçlanmış, eylemli kalkışma projesi de bölgede halkın destek vermemesiyle akim kalmıştır.
Bu durumda PKK’nin elinde kala kala toplumu nefret duygularıyla bölüp parçalayıp, birbirine karşı hale getirmek seçeneği kalmıştır ki buna da tek başına ulaşması mümkün değildir.

***

İşte tam bu noktada, PKK teröristinin yardımına koşmak üzere devreye ikinci tip terörist giriyor. O da birincisi gibi nefretle güdüleniyor ve kendi görüşü, davranışı dışındaki herkesi düşman görüyor, “katli vacip” kabul ediyor. Onun nefreti de ısmarlanmış ve öğretilmiş bir nefrettir.
Bu ısmarlanmış nefret PKK teröristinin nefretiyle kışkırtılıp harekete geçiriliyor, sokaklara taşıyor. O da insanları, korkutma, sindirme, kendi dünya görüşüne ram etme amacına yöneliktir.
Bu ikinci tip terör kendisini harekete geçiren, birinci terör ile birleşince birincinin tek başına başaramadığını başaracak, Türkiye’yi nefret kamplarına bölecek, yarılmayı sağlayacaktır.
Burada en çarpıcı olan husus, bu terörün faillerinin hiç de bu sonucu istememelerine karşın, bu sonucun sağlanmasına PKK’den daha etkin olmalarıdır.
PKK’nin Kayseri’deki son terör eyleminin hemen ardından, bu terör Kayseri sokaklarında boy göstermiş, dalga dalga da yurdun dört bir yanına da yayılmıştır.
Daha eylemin gerçekleştiği gün, bir bölüm CHP Gençlik Kolu üyesinin Kayseri sokaklarında saldırıya uğramaları ve linç tehdidiyle karşı karşıya kalmaları, ülkeyi yalnız Türk-Kürt tabanında değil, parti tabanında bölme sonucunu da doğurabilecek vahim bir gaflet örneğidir.
Ülkedeki son gelişmeleri kaygıyla izleyen kimi yurttaşlarımız öngördükleri bu gelişmeler karşısında hiç de şaşırmamışlardır.
Çünkü Türkiye’de son günlerde safları sıklaşmış olan “nefret koalisyonu” gittikçe tırmanan nefret söylemleriyle, her patlamaya hazır bir ortam yaratmıştır.

***

Yetkililer bu duruma bir an önce son vermek üzere acil ve yoğun bir kampanyayı başlatmalıdır.
Her şeyden önce, terör sorunu ile Kürt sorununu birbirinden ayırmak şarttır.
Bütün Kürt yurttaşların PKK ile bir tutulmaması gerektiği, halka, devletin en yüksek makamları tarafından anlatılmalıdır.
Her Kürt’ün potansiyel bir PKK’li olmadığı, böyle bir yanlış algının ancak PKK’nin ekmeğine yağ süreceği görülmeli ve gösterilmelidir.
Teröre bulaşmamış, sivil Kürt örgütlerinin terörün kucağına itilmesi sonucunu doğuracak girişimlerden kaçınıp, bunların siyasetin içinde kalmalarını sağlayacak önlemler alınmalıdır.
Bütün bu gerçeklerin görülüp, mırıldanırcasına yapılmış yarım ağız açıklamaların ötesinde derhal harekete geçmenin zamanı gelmiştir. Bu kararın acilen verilmesi, enerjik tedbirlerle yaşama geçirilmesi gerekir. İkinci tür teröre de müsamaha edilmeyeceğinin net biçimde anlatılması için bir an önce harekete geçilmediği takdirde olayları önlemek imkânsızlaşacaktır.
Nefret koalisyonu durdurulamazsa, PKK terörü amacına ulaşacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları