Çiğdem Toker

Suikast dehşeti, suikast utancı

21 Aralık 2016 Çarşamba

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un, görev yaptığı devletin bir polisi tarafından suikastla öldürülmesi, dehşet ve utanç verici bir olaydır.
Büyükelçinin katilinin, suikast öncesinde kuşku duyulmak şöyle dursun, güveni pekiştirici yanılgısı yaratan çevik kuvvet mensubiyeti, hepimizi mahcup ederken suikastın korku dozunu da artıran bir boyut olarak öne çıkıyor.
Katil Mevlüt Mert Altıntaş’ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iki yurtiçi seyahatinde görev yaptığı bilgisi ise olayın, devletin en tepesinin bile güvende olmadığı mesajını ayan beyan bütün dünyaya ilan eden başka bir talihsiz yönüdür.
Büyükelçi’yi yakından tanıyan, görevleri gereği onu izleyen meslektaşlarımızın, büyükelçinin nazik ve barışçı kimliğine yaptıkları vurgu, üzüntüyü derinleştiren unsurlar olarak öne çıkıyor.
Karlov’un, kültürel bir etkinlikte sırtından vurulmadan önceki son cümlesi, suikastı hüzünlü bir trajediye de dönüştürüyor:
İlişkilerimiz normalleştikten sonra Ankara’da yapılan ilk etkinliktir.

***

Suikastın perde arkasında hangi dinamiklerin olduğu, katilin motivasyonu gibi en temel ve yaşamsal soruları yanıtlamak, yani suikastı aydınlatmak, güvenlik ve adli makamların işi.
Ne var ki, bu suikastın hangi süreçle ilişkili olduğunu görmek için Ortadoğu ya da diplomasi uzmanı olmak gerekmiyor. Bu suikast, Suriye’de iç savaşın başlamasından bu yana “ılımlı muhalif” diye başlayan söylemlerle cihatçılara verilen destekten bağımsız değil. Katilin Büyükelçi’yi sırtından vururken kullandığı ifadeler, sözler, Halep’in yakın zamanda “muhalif” denilen cihatçı çetelerden arındırılmasıyla sonuçlanan ateşkesle doğrudan ilgili olduğunu gösteriyor.

***

Altıntaş’ın, suikast sonrası çatışmada öldürülerek “etkisiz hale getirilmesi”, suikastı aydınlatacak bilgilere ilk elden ve kısa zamanda ulaşılmasını imkânsız hale getirdi. Aile yapısı ve eğitim profilinden hareketle, suikastçının FETÖ terör örgütüyle bağlantı ihtimali, eğer bu bağlantı varsa, 15 Temmuz’dan sonra on binlerce kamu görevlisi işinden olmuşken, onun bu saate kadar nasıl aktif görevi sürdürebildiğini de yine adli makamlar ortaya çıkaracaktır.
Suikastın arka planı ne kadar karmaşık olursa olsun, şu anda kesin ve açık olan tek bilgi, Türkiye’nin ev sahibi konumunda olduğu diplomatik temsilciliklerin güvenliğini sağlamaktaki ölümcül eksiğidir.
Bu tartışmada ne Karlov’un koruma almaksızın dolaşıyor olması, ne de bölgesel siyasi tansiyonun provokasyona açık olması, Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan doğan sorumluluklarını azaltacak bir bahane fırsatı olarak görülebilir.
Tören canlı yayımlandı: Rusya’ya uğurlanan uçağın merdivenlerine Büyükelçi Karlov’un kendisi değil, kumaş uçları birbirine kavuşmayan bir bayrağın örttüğü tabutu çıktı.
Ankara’nın kalbinde, fanatik İslamcı olduğu anlaşılan bir polisin bir büyükelçiyi öldürmesinin yol açtığı güvensizlik iklimini hızla tersine çevirecek önlemler alması ise yine Ankara’nın en öncelikli sorumluluğudur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları