Medeniyet çatıştırmacıları

02 Ocak 2017 Pazartesi

Medeniyetler İttifakı’ retoriğinden ‘Medeniyet Çatıştırmacılığı’na geçeli epey oldu. 21. yüzyılın kaosunda artık şiddetli reaksiyoner bir hareketlenme ile karşı karşıyayız. Batı’daki tezahürleri de eksik değil bizdeki de...

***

Batı’daki ‘Medeniyet Çatıştırmacıları’ herkesin malumu. Sığınmacı akınının ana besin kaynağı haline geldiği, İslamofobi’yle kamçılanan ‘aşırı sağ’, siyasal alanda yükselişte. Emperyalist savaşlar ve Ortadoğu’da siyasal İslamla el ele girişilen rejim değişikliği projelerinin kaçınılmaz neticesini yaşıyorlar. 2017’de Hollanda ile başlayarak Fransa ve Almanya ile tamamlanacak -bir olasılık Britanya ve İtalya’da- seçim süreçlerinde ‘ekilip biçilenleri’ daha net göreceğiz.
Batı’daki güçlü Aydınlanma geleneği, entegrasyon sorunuyla mücadelede ellerini güçlendiriyor. Maalesef bizdeki aksi. Ve ‘Cumhuriyet Aydınlanması’na yönelik karalama harekâtının toplumu taşıdığı yer çok tehlikeli. Yeni bir seneye girmenin toplu insani eğlencesinden ibaret olan yeni yıl kutlamalarını hedef alan son terör saldırısı bunun en somut kanıtı.

***

Bizdeki ‘Medeniyet Çatıştırmacılarının’ ana retoriği, Batı medeniyetine geçmişten bugüne ‘günahlarının’ bedelini ödetmek üzerine kurulu bir rövanşizm. En baş tezahürleri İslam âleminde eksik olmayan ayrımcılık, ötekileştirme, din şovenizmi, mezhepçilik, kutsalları sömürerek insanları kin ve nefretle yönlendirmek. Modernite ve ‘evrensel alanı’ belirleyememenin kompleksiyle bezeli bu varoluş biteviye ‘mağduriyet’ pskolojisinden besleniyor. Din adına ‘terörizme’ başvuranları mazur gösterme yahut sorumluluk üstlenmekten mütemadiyen kaçınmak da kolaylaşıyor.

***

Misal, yılbaşı katliamına dair sosyal medyadaki @eski_istanbulum hesabı, zihniyeti sergiliyor. Bu katliam “100 yıllık baskının minik bir sonucuymuş”. Şöyle yazmış: “Siz bu milletin değerlerini 100 yıldan beri paspas ederseniz Reina’dan böyle ceset toplarsınız.
100 yıllık baskı dediği nedir? Cumhuriyet Türkiyesi’nde istemeyene zorla yeni yıl mı kutlattırıldı? Evlere zorla çam ağaçları mı yerleştirildi? Mitolojik Noel Baba karakterleri kapıları kırarak içeriye mi daldı? Peki ya ‘değerler’ dediği ‘öteki’ görülenlere ‘ölümü hak edersin’ tehdidiyle baskı uygulamak mı? İslamiyetin hoşgörü/tahammül skalası nasıl bir ‘evrensellik’ öneriyor?

***

Bizler yüzyıl başlarındaki uluslaşma sürecinin handikaplarına rağmen ‘Antalya- Demreli Noel Baba’nın Türkiyesi’nde büyüdük. Noel Baba kostümü giymiş birinin kafasına silah dayayıp, ‘yerli ve milli’ olduğunu zannedenlerin Türkiyesi’nde değil.
Elbette ikincisine içkin reaksiyonel ‘kutsal’ kullanımının ‘devasa’ bir şey olduğunu idrak etmemiş, laikliğin bir arada yaşamanın önşartı olduğunu küçümsemişlerin yaşananlarda payları büyük. Kendi payıma laiklikten hiç ödün vermemiş olsam bile Batı’nın Ortadoğu’da açtığı savaşlar sırasında siyasal İslamcılığa hoşgörü sergilediğim yılları bu idraksizliğe katmalıyım. Arap isyanları ve Suriye kriziyle kendimce ‘çabuk uyanıp’ yıllardır ikazlar yapıyor olmak da, dinin kamusal alana hâkim olmasının sonucunda bizzat bedel ödemiş olmak da teselli vermiyor.

***

Rasyonel akıl neden-sonuç ilişkisine bakar. ‘Terörün ideolojisi, dini, mezhebi yoktur’ iddiasına karşılık, sorunlara ‘hiçbir şeyin yok yere var olmadığını bilerek’ yanıtlar aranabilir. Türkiye’de yeni yıla eğlenerek ve umutla girmek isteyenleri ‘günahkâr’ ilan edenlere, ‘azgın azınlık’ retoriğiyle kutuplaşmayı körükleyenlere bakmadan durum anlaşılamaz.
Bugün bütün kodları belirleyen siyasal İslamcı zihniyet. Toplumsal kutuplaşmanın siyasi faydalarına odaklı iç siyasi retorik, yayılmacı dış politika ile birleşti. Ve Türkiye alenen jeostratejik çatışma alanı haline getirildi.
Sağlıklı bir bünye bir kez ‘enfekte olduğunda’ her türlü ‘mikrobun üremesine’ münasip ortam yaratılır. O ortamdan faydalanmaya kalkışanlar da maalesef eksik olmaz. Bunun ‘enfeksiyonu ortadan kaldırmaktan’ öte bir devası yok.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları