Hikmet Çetinkaya

Hukuk...

12 Ocak 2017 Perşembe

Toplumda yükselen tepkiler göz ardı ediliyor...
AKP yönetimi partili milletvekillerinin “hayır” demesinin önüne geçiyor.
Ve oylamadan çıkan sonuç böyle elde ediliyor.
Böylece hem AKP hem MHP rahat bir soluk alıyor.
AKP sözcüleri, anayasa oylamalarının gizli oyla yapılması gerektiğini kabul edip ardından da milletvekillerinin açık oy kullanmasının önünde bir engel olmadığını söylemeleri işe yaradı.
Durum böyle olunca AKP milletvekilleri üzerlerindeki “oy rengi” baskısını itiraf etmiş oldu...
Hiç önemli değil...
İstenilen sonuç harika!
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Bu teklif yasalaştığı takdirde, Türkiye açık ve yakın bölünme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır” diyerek anayasa teklifinin geri çekilmesi çağrısını yaptı.
Sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin diktatörlüğe karşı eylemleri ise polisin sert girişimiyle engellendi.
Önemli değil, sonuca bakın siz.
Aynı gün dolar hızlı bir yükselişe geçti...
Bir dolar 3.80 lirayı aştı...
Vız gelir vız...
Beş gündür kar altındaydı Türkiye.
Semt pazarlarında sebze, meyve fiyatları alıp başını gitti.
CHP’li Deniz Baykal’ın TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşma, ne AKP ne de MHP milletvekillerini ilgilendirmiş.
Bir inatlaşma sürecindeydi iki parti de.
Baykal, AKP sıralarına bakarak ne demişti iktidar partisinin milletvekillerine:
“Meclis’i bombalayan generaller akıllarını birisine emanet etmişlerdi. Siz aklınızı kimseye kiralamayın.”
Ne dersiniz, kiraladılar mı kiralamadılar mı?
Biat kültüründe gelinen nokta buydu canım hiç önemli değil...
Vatan sağ olsun!

***

Bir yandan doların her geçen gün ivme kazanarak yolculuğunu sürdürmesi, öte yandan semt pazarlarında dudak uçuklatan pahalılık.
Zorunlu TSK, polis, yargı üst operasyonları süreci, acil FETÖ’cü darbeyi üretince işin renginin değişmesi, bir de Kürt barış sürecinin kırılması.
Dur durak bilmeyen şehit cenazeleri, PKK, IŞİD ve FETÖ’cü terör belası...
Bir iç savaş çıkartmak için, emperyal güçlerin ellerinden geleni yapmaları...
Bu arada kaynayıp giden Çalışan Gazeteciler Günü... Binlerce medya çalışanının işsiz oluşu... Tutuklu gazeteciler...
Kar yolları tıkayınca dört gün evden çıkamadım... Bu arada İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan “Tehlike Altında Gazetecilik” (Tehditler, Mücadele Alanları, Yaklaşımlar - Derleyen: Onur Andreotti, Türkçesi: Defne Orhun) kitabını okudum.
Tüm ülkeleri kapsayan bir araştırma kitabı... Mutlaka kitapçılardan alıp okumanızı öneririm.
Gerçekleri yazan gazetecilerin susturulmalarına, ifade özgürlüğüne yönelik bir başucu kitabı...
Tüm dünyada gazetecilere yönelik baskı ve polis şiddeti.
Kitabın önsözünden bir bölüm:
“Gazetecilere yönelik suçlara ilişkin soruşturmalar genelde yıllarca sürdürülüyor. Neticede olsa olsa sadece tetikçiler yargılanıyor. Esas planlayıcıları çoğu zaman gün yüzüne çıkmıyor. Medya özgürlüğü siyasi gerilimlerin ve silahlı çatışmaların da kurbanı oluyor.
Birçok Avrupa ülkesinde tartışma konusu olan yeni terörle mücadele yasaları, medyanın usulsüzce devlet denetimine sokulması ve gazetecilere haber kaynakları üzerinden baskıların arttırılması riski taşıyor.”
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun bir raporunda “2014 yılı Avrupa’da on yıllardan beridir gazeteciler açısından ölümcül yıl olarak nitelendirildi...

***

Milletin vekili olduklarını söyleyen AKP ve MHP’li vekiller Türkiye’nin rejimini, laik Cumhuriyeti, demokrasiyi, hukuk devleti düzenini savunacaklar mı?
Böyle bir anayasa değişikliği Türkiye’deki genç kuşakları, çocuklarımızı aydınlık günlere taşıyabilecek mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları