Mayıs Tedirginliği

29 Nisan 2014 Salı

Mayıs baharın en bonkör ayıdır.
Yazdan hemen önce deli deli rüzgârlar estirir; herkesin ve her şeyin başını son bir kez döndürür. Ki çiçekler başka koksun, kuşlar başka ötsün, arılar başka uçsun, insanlar başka olsun.
Biz o kokuları aldığımız; o kuşları duyduğumuz; o arıları gördüğümüz ve her şey gerçekten başka, bambaşka olsun istediğimiz halde...
Baharı değil de kara kara felaketleri düşünüyoruz.
İçimizde mevsime tezat bir huzursuzluk.
Gözümüzü bir meydana diktik; için için deliriyoruz.
Daha kaç mayıs savaşa gider gibi gideceğiz o meydana?
Daha kaç mayıs “Simit sat, onurlu yaşa!” diye bağıracağız ara sokaklarda?
Daha kaç mayıs o yokuşun merdivenlerinde hâlâ sırtüstü ve yüzükoyun ve üst üste yatan hayaletlerimize, o göğsümüzde büyüttüğümüz çiçekleri götürmemizi yasaklayacaksınız?
Ve o çiçeklerin soldukları yerde, ısrarla iyileşmeyen yeni ve derin yaralar açacaksınız?
Daha kaç mayıs bizim hayallerimiz sizin hesaplarınızla gölgelenecek?
Daha kaç mayıs sizin cüretiniz bizim cesaretimizi örseleyecek?
Daha kaç mayıs o meydanı hınçla ve nefretle ve şiddetle kuşatacaksınız?
Ve daha kaç mayıs baharlarımızla uğraşacaksınız?
Bir insanın hayatında ortalama yetmiş mayıs var.
Sizin karanlığınız diyelim ki bir insanın hayatındaki tüm mayıslarını zapt etti.
Ama zaman ezeli ve ebedi. İktidarlar geçici, mayıslar baki.
Siz korkutularak eğitildiniz, korkutarak yönetmeyi öğrendiniz.
Diliniz sadece tehdide dönüyor, aklınız sadece yasaklara yarıyor.
Bizimse, inat gibi, anadilimiz özgürlük.
O yüzden şiirlerimize ihanet etmeyiz.
Şarkılarımızı kısık sesle söylemeyiz.
Duvar yazılarımızı silmeyiz.
Hayallerimiz körleşmez, gerçeği yalana teslim etmeyiz.
Yine mayıs gelecek; o deli rüzgârlar esecek; kokular, renkler ve hayaller delirecek.
Bizim elimizde rengârenk hevesten bir bayrak...
Sizin elinizde kapkara lanetten bir kırbaç!
O meydan...
Bu kaçıncı mayıs...
Yine meydanlığından utanacak.
O meydanda...
Bu kaçıncı mayıs...
Yine dünya başımıza yıkılacak.
Böyle giderse bu mayıslardan ne vicdan ne de akıl sağ çıkacak!

***

Bu benim gazetedeki son yazımdı.
Ülke
gündemini, köşe yazarı sorumluluğuyla farklı bir açıdan izleme vazifesinin, bir zamanlar berrak olan zihnimi fazla hırpaladığını fark ettim.
Geçen mayıs
ayında başladığım gazete yazarlığından bundan dolayı ayrılıyorum.
Bu bir yıl içinde kendi açımdan çok değerli ve benzersiz bir deneyim yaşadım.
Bunun için Cumhuriyet gazetesine ve okurlarına teşekkür borçluyum.
Hoşça kalın.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları