Başkalaşım

23 Ocak 2017 Pazartesi

AKP iktidarı Evrim kuramını okul kitaplarından çıkarsa da bilimsel gerçekler yok edilemiyor; anayasa değişikliğiyle toplum gerçekten evrim geçiriyor; ülkenin siyasal yapısı tam anlamıyla başkalaşıyor.
Bu tarihsel başkalaşıma karşı çıkışlar ya yanlış bir temele yerleştiriliyor; ya da çok yetersiz kalıyor.
 
Karşılaştırma tuzağı
AKP’nin hak ve özgürlük tanımayan baskıcı uygulamaları yoğunlaştıkça, bu ülkenin kimi yazar ve yorumcularının şaşkınlığı da artıyor olmalı ki bunlar büyük bir karşılaştırma tuzağına düşüyor.
Hiçbir biçimde karşılaştırılamayacak iki dönem, Cumhuriyetin ilk çeyrek yüzyılının tek parti dönemi ile AKP’nin özellikle 2010 sonrası yılları karşılaştırılıyor.
Cumhuriyet ile AKP dönemleri arasında, hukuk ve kurumsal yapılanmalardan her aşamasıyla eğitime ve bilimin yol göstericiliğine; iç ve dış barışa; kadın-erkek eşitliği anlayışından doğruluk, dürüstlük ve ahlaka uzanan toplumsal yaşamın bütün alanlarındaki farklılıklar, karşılaştırılamayacak kadar büyüktür. Cumhuriyet barış içinde ileriye bakışın adıdır; savaşçı AKP ise, kestirmeden söyleyeyim, Suriye’ye bakıyor!
Geçmişte AKP’den büyük özgürlük beklentisi içine giren ve Cumhuriyet’i yerden yere vuran yazar-yorumcu kesimi, şimdi de AKP’yi eleştirmek için Cumhuriyetçi görünüyor.
Dün yapılan yanlıştı; bugün yapılan da yanlıştır. Aslında bu tür karşılaştırmalar Cumhuriyet’i küçültme girişimleridir ve yalnızca AKP’nin işine yarıyor.
 
Hayır denmesi isteniyorsa!
Yapılması gereken AKP iktidarını eleştirmek ve geleceğe yönelik yapıcı öneriler geliştirmektir.
AKP, siyaseti ve ekonomisiyle başarısızdır; daha ne olsun; ülkeyi -olağanüstü hal- OHAL desteği ile yönetebiliyor!
Ne denirse densin bu toplum adalet duyarlılığına sahiptir. Bu nedenle, yeni anayasanın, yargıyı bir kişinin emir kulu yapmakla tam bir adaletsizlik anayasası olduğu açıkça sergilenmelidir.
Aynı şekilde toplum yolsuzluk ve rüşvet konusunda da duyarlıdır. AKP devlet anlayışının değişik sermaye kesimlerine bile eşit davranmadığı; yandaşlarını kolladığı örnekleriyle anlatılabilir.
Bugün kamuda işe almalarda, eşitlikçi anlayış; işe alınacak kişinin niteliğini nesnel olarak ölçen sınav uygulamaları yerlerini tek ölçüte, AKP yandaşlığına bırakmış bulunuyor.
AKP, çoğu durumda hukuk yollarını kapatarak, içlerinde üç bin dolayında bilim insanının da bulunduğu yüz bin dolayında kamu çalışanını işten çıkarmıştır; yabancı gazeteciler yurda sokulmuyor; üç aya yakın bir süredir iddianame olmadan hapiste bulunan Cumhuriyet’in 11 emekçisi dahil, Tutuklu Gazeteciler Dayanışma Platformu (TGDP) verilerine göre 18 Ocak’ta 150 gazeteci hapistedir!
Bu büyük hukuksuzlukları toplum vicdanı kaldırmaz.
AKP ekonomisi, döviz hesabı olan teröriste eşittir noktasına gelmiştir. Bunun bedelini yüksek enflasyon ve işsizlikle toplum ödüyor.
Çok daha önemli olarak, anayasada yapılan bu köklü değişim, daha önce bu köşede vurgulandığı gibi, bir İslam-Türk sentezi ürünüdür; toplumsal açıdan kapsayıcı değil, dışlayıcıdır; barışçı değil, kavgacıdır.
Bu nitelikteki bir anayasayla oluşturulacak yönetim, şimdi yaptığını fazlasıyla yapar, ülkeyi, baskıya ve şiddete başvurmadan yönetemez. OHAL, kaçınılmaz olarak, ikiye, üçe katlanır. Bu doğrultuda bir başkalaşımı bu toplum onaylamaz!
AKP gerçekten dökülürken CHP Genel Başkanı’nın çok kapsamlı, birleştirici ve yapıcı bir hayır çalışmasına öncülük edecek yerde önce Meclis’in iradesine saygılıyız sonra da “Bu, Meclis’e ihanet” demesi, niteliğini bilmiyormuş gibi Anayasa Mahkemesi’yle çıkış arayışı da bir başka acı başkalaşımdır.
Yine de adaletin, özgürlüğün, barışın, aşın ve işin düzleminde uğraş verilerek anayasaya hayır denmesinin sağlanması gerekiyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları